🎆 Araf Suresi 52 57 Ayet
Araf suresi (Arapça: سورة الأعراف), İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'ın yedinci suresidir. Sure 206 ayetten oluşur.. Sure, ismini 46. ve 48. âyetlerinde geçen yüksek yerler, yüksek mevkiler anlamına gelen “el-A’râf” kelimesinden almıştır. Bakara Suresi ile Şu'ara Suresi'nden sonra en fazla ayet içeren üçüncü suresidir.
ARÂF SURESİ 52. ayet meali karşılaştırmalı oku, A'RÂF SURESİ 52. ayet ne anlama geliyor 40dan fazla hocanın meallerini oku. Kuran Mealleri KuranMealleri.net, Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in yüce hakikatlerini Kur’an’ın ruhuna uygun olaraksizlere ulaştıran, onlarca farklı hocanın mealinden bu konuda hiçbir
Arâf sûresi 54. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali. 53. Hel yanzurûne illâ te'vîlehu, yevme ye'tî te'vîluhu yekûlullezîne nesûhu min kablu kad câet rusulu rabbinâ bil hakk (hakkı), fe hel lenâ min şufeâe fe yeşfeû lenâ ev nureddu fe na'mele gayrallezî kunnâ na'mel (na'melu), kad hasirû enfusehum ve dalle
BekirSadak. (68-69) Size Rabbimin sozlerini bildiriyorum. Ben sizin icin guvenilir bir ogutcuyum; sizi uyarmak uzere, aranizdan bir adam vasitasiyle Rabbinizden size bir haber gelmesine mi sasiyorsunuz? Allah'in sizi Nuh'un milleti yerine getirdigini ve vucutca da onlardan ustun kildigini hatirlayin, basariya erisebilmeniz icin Allah'in
ArafSuresi 5. Ayet Tefsiri. Araf Suresi 6. Ayet Tefsiri. Râzî, XIV, 45; İbn Âşûr, VIII/2, s. 56-57). Süleyman Ateş, “yasak meyve ile cinsel organ arasında bir ilişki olduğunu” ileri sürmektedir (III, 324). Ehl-i kitap arasında da bu görüşü benimseyenler olmuştur. Nitekim İskenderiye Yahudiliği ve özellikle Philon
BakaraSuresi, 51. ayet: Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz. 1000Kitap'ta Ara. Araf Suresi, 57. Ayet. Her Şey. Kitaplar. Yazarlar. Okurlar.
AliBulaç, 7/A'RÂF-52: Andolsun, biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık. A'RÂF Suresi Âyet-52 Meâlleri / Kur'ân-ı Kerim (Kur'an Oku, Kur'an Dinle)
Adaleti Hz. Mehdi (a.s) uygulayacak. Dünya hakimiyeti olacak ki, adalet olsun, inşaAllah. Bu 181. ayet Mehdiyet ve Hz. İsa Mesih (a.s) devrine bakan bir ayet aynı zamanda. “Onlara bir süre tanıyorum. Hiç şüphesiz benim düzenim (cezalandırmam) sapasağlamdır.” (Araf Suresi / 183) Diyor Allah. “Bir süre tanıyorum.”.
Arâf Suresi 117. Ayet - Biz, Musa’ya: “Asanı yere at.” diye vahyettik. Suresi 45 Câsiye Suresi 46 Ahkâf Suresi 47 Muhammed Suresi 48 Fetih Suresi 49 Hucurât Suresi 50 Kâf Suresi 51 Zâriyat Suresi 52 Tûr Suresi 53 Necm Suresi 54 Kamer Suresi 55 Rahmân Suresi 56 Vâkıa Suresi 57 Hadîd Suresi 58 Mücadele Suresi 59 Haşr
ulwLv. Meal Ayet Arapça وَهُوَ الَّذ۪ي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه۪ۜ حَتّٰٓى اِذَٓا اَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَٓاءَ فَاَخْرَجْنَا بِه۪ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِۜ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ Türkçe Okunuşu * Vehuve-lleżî yursilu-rriyâha buşran beyne yedey rahmetihis hattâ iżâ ekallet sehâben śikâlen suknâhu libeledin meyyitin feenzelnâ bihi-lmâe feaḣracnâ bihi min kulli-śśemerâtic keżâlike nuḣricu-lmevtâ le’allekum teżekkerûne 1. Ömer Çelik Meali O Allah ki, rüzgârları rahmetinin öncesinde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet bu rüzgârlar, yağmur yüklü bulutları pek hafifmişçesine kaldırıp yüklendiği zaman biz onu kuruyup ölmüş bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indirir de onunla her çeşit ürünü çıkarırız. İşte biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız; umulur ki düşünüp ders alırsınız. 2. Diyanet Vakfı Meali Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız. 3. Diyanet İşleri Eski Meali Rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah'tır. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları taşıdığında, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız; belki bundan ibret alırsınız. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz. 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret alırsınız. 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali Ve o, o Allahdır ki rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci yollar, nihayet bunlar o ağır ağır bulutlârı hafif bir şey gibi kaldırıb yüklendiklerinde bakarsın biz onları ölmüş bir memlekete sevketmişizdir derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden semereler çıkarmışızdır, işte ölüleri böyle çıkaracağız, gerektir ki düşünür ıbret alırsınız 7. Hasan Basri Çantay Meali O, rahmetinin önünden rüzgârı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar su ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman görürsün ki biz on lar ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden meyveler mahsuller çıkarmışızdır. İşte ölüleri de diriltib kabirlerinden böyle çıkaracağız biz. Gerek ki bunları iyi düşünüb ibret alasınız. 8. Hayrat Neşriyat Meali Hem O, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderendir. Nihâyet o rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklendiği zaman, onu ölü bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indiririz de onunla her çeşit meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri dekabirlerinden böyle çıkarırız; tâ ki ibret alasınız! 9. Ali Fikri Yavuz Meali Yağmur rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah'dır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıp yüklendiği zaman, bakarsın ki, biz onları ölmüş kurumuş memleketlere sevketmişizdir. Böylece, o bulutla, o yere su indiririz de, o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri nebâtâtı çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız dirilteceğiz. Gerektir ki, düşünür ve ibret alırsınız. 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve O, bir Hâlık-i Zîşan'dır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet rüzgârları ağır ağır bulutları yüklenince Biz onu bir ölmüş ülkeye sevketmiş oluruz. Derken onunla su indirmiş, sonra da onunla her çeşit meyveleri meydana çıkarmış oluruz. İşte böylece ölüleri de çıkarırız. Gerektir ki, siz düşünüp ibret alasınız. 11. Ümit Şimşek Meali Rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci gönderen de Odur. Nihayet o rüzgâr ağır bulutları yüklendiğinde, Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız. 12. Yusuf Ali English Meali It is He Who sendeth the winds like heralds of glad tidings, going before His mercy when they have carried the heavy-laden clouds, We drive them to a land that is dead, make rain to descend thereon, and produce every kind of harvest therewith thus shall We raise up the dead perchance ye may remember. Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 57. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vehuve-lleżî yursilu-rriyâha buşran beyne yedey rahmetihis hattâ iżâ ekallet sehâben śikâlen suknâhu libeledin meyyitin feenzelnâ bihi-lmâe feaḣracnâ bihi min kulli-śśemerâtic keżâlike nuḣricu-lmevtâ le’allekum teżekkerûneÖyle bir mabuttur ki rahmetinden önce müjdeci olarak rüzgarları yollar. Sonucu rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklenince onları ölmüş bir ülkeye sevk ederiz, oraya böylece yağmur yağdırırız da her çeşit meyveler yetiştiririz. Düşünün de ibret almaya bakın, çünkü biz, ölüyü de işte böyle diriltiriz.Yağmur Rahmetinin öncesinde rüzgârları bir müjdeci olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp tonlarca su buharı yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir yerleşim bölgesine sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de, böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de ahirette aynen böyle diriltip-çıkarırız ve mahşere toplarız. Herhalde düşünüp ibret alırsınız diye bunları anlatmaktayız.Yaklaşan rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip, bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de, işte böyle dirilteceğiz. Belki düşünür ders rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak estirendir. Belli bir süre sonra, rüzgârlar yüklü ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiği zaman, biz onları ölü bir beldeye hayat vermek için sevkederiz, sürükleriz. O suyu, o beldeye indiririz. O su ile her türlü meyveyı o beldede üretiriz. Biz su ile genetik şifrelerini harekete geçirerek bitkilere hayat verdiğimiz gibi ölüleri de kabirlerden dirilterek çıkarırız. Herhalde düşünür, bundan ibret Kur’ân-ı Kerim, 22/5-6; 30/19, 50; 35/9; 42/ rahmeti öncesinde müjdeci olarak gönderen O'dur. Nitekim bunlar ağır bulutları taşıdıklarında, onları ölü bir beldeye iletiriz. Onlardan su indirir ve onunla her tür ürün çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkarırız. Umulur ki öğüt önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleriz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah'dır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıp yüklendiği zaman, bakarsın ki, biz onları ölmüş kurumuş memleketlere sevketmişizdir. Böylece, o bulutla, o yere su indiririz de, o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri nebâtâtı çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız dirilteceğiz. Gerektir ki, düşünür ve ibret Allah’tır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyiciler olarak salıverir. Nihayet o rüzgârlar ağır bulutları yüklenince, o bulutları ölü bir şehir için sevk ederiz. Onunla su indiririz. O su ile bütün ürünlerden ortaya çıkarırız. Ölüleri de bunun gibi yerden çıkarırız. Düşünün! Belki ibret rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen O'dur. Nihayet rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünüp ders alırsınız.[136][136] Rîh/rüzgar hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, VII, yağmurun müjdecisi bulunan, yelleri gönderen o, bunlar ağır bulutları yüklendiğinde, kurak olan bir yeri, onunla sularız, bulutlardan su indiririz, onunla her türlü yemişleri bitiririz, ölmüş bulunanları işte böyle diriltiriz, umulur ki anlıyasızRahmetinin önünde yağmurla gelecek bereketleri müjdeleyici olarak rüzgârları gönderen O'dur. Nihayet o rüzgârlar, topladığı yağmur dolu ağır bulutları yüklendiğinde; biz, onu ölü bir bölgeye göndeririz; derken onunla su indirir ve o su ile de türlü türlü mahsuller yetiştiririz. İşte ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki iyice düşünüp ibret yağması için rüzgârın aşılayıcı bir görevi olduğu bilimsel araştırmalar ile ortaya konmuştur. Bu konuda Hicr suresi 15/22. âyetin açıklama kı... Devamı..Yağmurun mukaddimesi olan rüzgârları Allâh te’âlâ gönderir, yağmurla dolu bulutlardan su indiririz ve tekmîl meyveleri öylece yetişdiriyoruz işte ölüleri de mezarlarından öylece çıkarırız, belki mülâhaza önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah'tır. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları taşıdığında, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız; belki bundan ibret rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret o, o Allahdır ki rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci yollar, nihayet bunlar o ağır ağır bulutlârı hafif bir şey gibi kaldırıb yüklendiklerinde bakarsın biz onları ölmüş bir memlekete sevketmişizdir derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden semereler çıkarmışızdır, işte ölüleri böyle çıkaracağız, gerektir ki düşünür ıbret alırsınızRahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur. Rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince, onları ölü bir beldeye sevk ederiz. Böylece onunla indirdiğimiz suyla, orada her türlü ürünü çıkarırız. İşte Biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt rahmetinin önünden rüzgârı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar su ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman görürsün ki biz on lar ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden meyveler mahsuller çıkarmışızdır. İşte ölüleri de diriltib kabirlerinden böyle çıkaracağız biz. Gerek ki bunları iyi düşünüb ibret O, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderendir. Nihâyet o rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklendiği zaman, onu ölü bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indiririz de onunla her çeşit meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri dekabirlerinden böyle çıkarırız; tâ ki ibret alasınız!Yağmurların rahmetinin öncesinde müjdeci olarak rüzgârları gönderen O dur. Su ile yüklenmiş bulutlar iyice ağırlaşınca, ölü bir beldeyi onunla sularız. Suyu indiren biziz ve o suyla her türlü ürünleri çıkaran da biziz. Ölüleri de böyle çıkaracağız, belki öncüleri olarak yelleri müjdeleyici gönderen Odur. Sonunda bu yeller yağmurla yüklü olan bulutları kaldırırlar. Biz onları kuraktan ölmüş bir ülkeye süreriz. Derken o bulutlardan su indirir,ondan da her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle diriltiriz, öğütlenesiniz rahmeti olan yağmurun önünde müjdeci gönderen O/dur. Nihayet rüzgârlar yağmurlu bulutları yüklenince biz onu kurak bir yere süreriz, oraya su indiririz, onunla her nevi meyvaları çıkartırız. Siz hatırlayasınız diye ölüleri kabirlerinden böyle önünde, bir müjde olarak rüzgârları gönderen O’dur. Onlar, yağmur yüklü/ağırlıklı bulutları yüklenince onu ölü/çorak bir beldeye yollar ve oraya su indiririz ve onunla her türlü ürünleri çıkarırız. İşte ölüleri de böylece çıkarırız. Belki düşünür ibret alırsınız!Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar yüklü bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir beldeye sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylece onunla bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız; umulur ki kendinize lütuf ve rahmetinin önünde, yağmurla gelecek nîmet ve bereketleri müjdeleyici olarak rüzgarları gönderen O’dur. Nihâyet bu rüzgarlar, su taneciklerinden oluşan ve kendisinden çok daha ağır olan yağmur yüklü bulutları yüklenip kaldırınca, onu susuzluktan toprağı çatlamış, bitki örtüsü kurumuş ölü bir bölgeye sürükleriz ve onunla, o çorak topraklara hayat veren yağmurlar yağdırır, peşinden de orada çeşit çeşit ürünler yeşertiriz. İşte biz, aynı hayat verici kudretimizle ölüleri de Kıyâmet Günü böyle diriltip çıkaracağız. Böyle canlı ve anlaşılır misâllerle hakkı ortaya koyuyoruz ki, düşünüp ibret alasınız!İşte Kur’an ayetleri de, tıpkı rahmet yağmurları gibi ölü kalplere hayat verir. Fakat gönlünü hakîkate kapamış, kibir ve bencilliğin kölesi olmuş insanlar, bu rahmet hazinesinden bir şey alamazlar. NitekimRahmetinin önünde müjde olarak Rüzgârlar’ı gönderen O’dur. Sonunda yağmur yüklü yoğun bulutları yüklendiği zaman onu ölü bir beldeye sevk ederiz. Onunla Su’yu indiririz. Onunla bütün Ürünler’den çıkarırız. Ölüler’i de böyle çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt sevgisinin bir ifadesi olarak bulutları serbest bırakan da Allah'tır. Zamanı gelince rüzgâr, ağır bulutları kaldırır, biz de onu ölü topraklara doğru sevk ederiz. Bulut vasıtasıyla suyu indirir, bu suyla her çeşit ürünü yetiştiririz. Ölüleri de aynı şekilde diriltiriz. Herhalde olup bitenler üzerinde yaşama iyice bakın! Doğa her an Allah’ın koyduğu yasaya göre hareket ediyor. Unutmayın! Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen Rabbinizdir. Rüzgârlar bulutları sırtına yükler. Kurak yerlere götürür. Oralara suyu indirir. Sulanan yerlerden türlü türlü meyveler çıkarır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. İnananları, yasalarımıza göre yaşayanları mükâfatlandırmak, inkâr eden, yasalarımıza aykırı davrananları cezalandırmak için öldükten sonra diriltiriz. İsteriz ki hiçbir haksızlık olmasın! Keyfine göre yiyip içen, keyfine göre yaşayan ile yasalarımıza göre yiyip içen, yasalarımıza göre yaşayanların farkı olsun! Allah için fedakârlık yapıp yasalarına uyanlarla, çıkarlarına göre hayatı yaşayıp yasamızı tanımayanlar ayrılsın! Hiç kimse biz yaptık oldubitti demesin. Hiç kimse dünya hayatı bitince her şey bitecek diye sorumsuzca davranmasın! İşte biz gerçekleri böyle açıklarız. Belki düşünür, belki öğüt yağmurun önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur. Sonunda o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu bulutu ölü kurak bir şehre sevk ederiz. Böylece onun sayesinde bulut sebebiyle oraya suyu indirir ve bütün meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri de topraktan böyle çıkaracağız. [*] Umulur ki gerçeği hatırlarsınız. [*]Benzer mesajlar Tâhâ 2053; Nûr 2443; Furkân 2548-49; Neml 2763; Rûm 3048; Fâtır 359.,Doğadaki bu dönüşüm, diriltilmenin rahmetinin önünde bir müjdeci olarak gönderen de O Allah’tır. O rüzgârlar yoğunluğu kendilerinden daha ağır olan bulutu yüklenince, onu ölü bir memlekete gönderir,¹ sonra onunla yağmur yağdırarak her çeşit ürünü yine onunla yetiştiririz. İşte Biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkartırız. Umulur ki düşünüp öğüt Burada “Peygamberlerin,” Allah’ın rahmetinin müjdecisi olarak rüzgârlara, “getirdikleri emir ve yasakların” tertemiz sularla dolu ağır bulutlara, “... Devamı..Yaklaşan rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O’dur; yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz; belki düşünür ders alırsınız. ⁴⁴44 Bu, 57-58. ayetlerde irad edilen teşbîh ya da mesel’in anahtar cümlesidir. Allah ekinleri yeşertirken tecellisini gördüğümüz aynı hayat verici, dir... Devamı..Rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen Allah’tır. Rüzgâr, ağır ağır yağmur yüklü bulutları bir araya topladığında biz, onu ölü bir toprağa yönlendirir bu yolla su indiririz ve onunla her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. İşte ölüleri de böyle dirilteceğiz. Belki düşünüp, ibret alırsınız. 25/48, 30/48, 35/9, 22/5, 29/63, 30/19- 50, 41/39, 43/11O’dur rüzgârları rahmetinin önüne katıp müjdeci[¹¹⁹⁸] olarak gönderen; nihayet bunlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca,[¹¹⁹⁹] onu ölü toprağa[¹²⁰⁰] doğru sevkedip bu yolla su indiririz ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz belki düşünür de ibret alırsınız.[¹²⁰¹][1198] Buşran kelimesi neşran ve daha başka şekilde de okunmuştur Zeccâc. Bu durumda “yayan, dağıtan” anlamını alır. Anlamın özüne ilişkin olmayan b... Devamı..Ve O, bir Hâlık-i Zîşan'dır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet rüzgârları ağır ağır bulutları yüklenince Biz onu bir ölmüş ülkeye sevketmiş oluruz. Derken onunla su indirmiş, sonra da onunla her çeşit meyveleri meydana çıkarmış oluruz. İşte böylece ölüleri de çıkarırız. Gerektir ki, siz düşünüp ibret ki, rahmeti olan yağmurun önünden müjdeci olarak rüzgârlar gönderir. Nihayet bu rüzgârlar o ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları, ekinleri ölmüş bir ülkeye sevk eder, derken oraya su indiririz de orada her türlüsünden meyveler, ürünler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerekir ki düşünür ve ibret alırsınız. [22, 5-6; 30, 19. 50; 35, 9; 42, 28]Havanın, sırf hareketten aldığı kuvvetle su taneciklerinin toplanmasından ibaret olan o ağır bulut kütlelerini kaldırıp yüklenmesi, bir harikadır. Zir... Devamı..O ki rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir ülkeye yollarız; onunla su indirir ve türlü türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgârları gönderen odur. O rüzgârlar yağmurla yükli ağır bulutları kaldırırlar. O bulutları ölü kuru olan zemîne sevk ideriz. Ve onlardan oraya su indidir ve ölü zemînden dürlü dürlü meyveler ve mahsûller çıkarırız. Bunun gibi kıyâmet gününde mevtâları mezarlarından ihrâc iyleriz. Bunları beyân idişimiz tezekkür idüb düşünesiniz önce rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur[*]. Rüzgârlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca ölü toprağa sürer, o buluttan su indirir, onunla her türlü ürünü çıkarırız. İşte ölüleri de böyle diriltiriz, belki bilgilerinizi kullanırsınız...[*] Yağmurun yağması için rüzgarın aşılayıcı bir görevi olduğu bilimsel araştırmalar ile bulunmuştur. Hicr 15/22Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır ağır yağmur yüklü bulutları yüklendiği zaman; biz, onu ölü bir bölgeye gönderir ve su indiririz. Onunla her türlü ürün çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkaracağız. Belki düşünüp, ibret rahmetinin önünde müjdeci gönderen de Odur. Nihayet o rüzgâr ağır bulutları yüklendiğinde,13 Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız.13 Burada havanın, özellikle hava akımının kaldırma kuvvetine bir işaret vardır. Bulutların ağırlığı hakkında fikir vermek için, yağmur sırasında ye... Devamı..Rüzgârları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız ol oldur kim viribir yilleri muştılayıcılarken raḥmetinüñ ileyinde ya'nį yaġmur Tañrı raḥmeti götürdi bulıdları aġırlar sürdük anı bir il içün ölü pes indürdük anuñ-ile şuyı pes çıķarduķ anuñ-ile her yimişlerden. andaķ çıķaruruz ölüleri anuñ-içün kim siz Tañrı oldur kim gönderür yilleri uçmaġ‐ıçun bulıtları, raḥmeti ileyin‐de, daḫı ol vaḳt ki getüre bulıtlar, aġırlar sürer‐biz anı ölmiş yirlere. Pes in‐dürür anuñla ṣuları, pes çıḳaruruz ol ṣu‐y‐ıla barça yemişlerden. Anuñ gibi çıḳarur ölüleri. Ola kim ẕikr ü fikr Öz mərhəməti önündə yağışdan qabaq müjdəçi olaraq göndərən Odur. Belə ki, küləklər yağmur yüklü ağır buludları hərəkətə gətirdiyi daşıdığı zaman Biz onları buludları ölü qurumuş bir məmləkətə tərəf qovur, ora yağmur endirir və onunla hər cür meyvə yetişdiririk. Biz ölüləri də dirildib qəbirlərindən belə çıxaracağıq. Bəlkə, düşünüb ibrət alasınız!And He it is Who sendeth the winds as tidings heralding His mercy, till, when they bear a cloud heavy with rain, We lead it to a dead land, and then cause water to descend thereon, and thereby bring forth fruits of every kind. Thus bring We forth the dead. Haply ye may is He Who sendeth the winds like heralds of glad tidings, going before1036 His mercy when they have carried the heavy-laden clouds, We drive them to a land that is dead, make rain to descend thereon, and produce every kind of harvest therewith thus shall We raise up the dead perchance ye may The Parable is complete in its triple significance. 1 In the physical world the winds go like heralds of glad tidings; they are the advance gua... Devamı..
Ara Giriş Yap Üye Ol Sure Listesi 52. Ayet Git .وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلٰى عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ ﴿٥٢﴾ 52. Yemin olsun ki onlara, bilgiyle açıkladığımız1 ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirmiştik göndermiştik.2 52. Yemin olsun ki onlara, bilgiyle açıkladığımız ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirmiştik göndermiştik. Metin Ayarları Metin Büyüklüğü Arapça Metin Dipnotlar
وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلَىٰ عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Ve le kad ci’nahüm bi kitabin fassalnahü ala ılmin hüdev ve rahmetel li kavmiy yü’minun Kelime Okunuşu Anlamı Kökü وَلَقَدْ veleḳad gerçekten جِئْنَاهُمْ ci’nāhum onlara getirdik بِكِتَابٍ bikitābin bir Kitap فَصَّلْنَاهُ feSSalnāhu açıkladığımız هُدًى huden yol gösterici وَرَحْمَةً ve raHmeten ve rahmet olan لِقَوْمٍ liḳavmin bir toplum için يُؤْمِنُونَ yu`minūne inanan Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı Biz onlara öyle bir kitap gönderdik ki onu bilgiyle açıkladık, o kitapta, ne lazımsa hepsini bildirdik, inananlara doğru yolu gösterir ve rahmettir. Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan "Çünkü biz gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı, ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırmıştık." Adem Uğur Adem Uğur Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik. Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi Gerçek ki onlara, iman eden topluluğa rahmet ve hidâyet kılavuzu olacak, ilime dayanan ayrıntılı bir BİLGİ kaynağı getirdik. Ahmet Varol Ahmet Varol Biz onlara bilgi ile açıkladığımız, iman edenler topluluğu için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Ali Bulaç Ali Bulaç Andolsun, Biz onlara bir kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık. Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz Andolsun, biz onlara Mekke’lilere bir kitab Kur’an getirdik ki, iman edecek olan herhangi bir kavme, bir hidayet ve rahmet temel nizam olsun. Onun için tam bir ilim üzere, onun hükümlerini ayrı ayrı beyan ettik. Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı Gerçekten, onlara inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitabı ulaştırmıştık. Bekir Sadak Bekir Sadak And olsun ki Biz onlara bir Kitap getirdik, inanan bir millet icin yol gosterici ve rahmet olarak onu bilgiyle uzun uzun acikladik. Celal Yıldırım Celal Yıldırım And olsun ki onlara öyle bir kitap getirdik ki, imân edecek bir millete doğru yolu göstermek ve rahmet olmak üzere onu kusursuz bir bilgi ile bir bir açıklayıp yerli yerince indirdik. Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu Andolsun ki onlara, inanan bir toplum için yol gösteren ve ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız rahmet olan bir kitap gönderdik. Diyanet İşleri Diyanet İşleri Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik. Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik. Edip Yüksel Edip Yüksel Bilgiyle detaylandırdığımız, gerçeği onaylayan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitabı onlara getirdik. Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran Biz onlara, ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız, müminlere doğru yol kılavuzu ve rahmet olan bir kitap Kur’an gönderdik. Gültekin Onan Gültekin Onan Andolsun, biz onlara bir kitap getirdik. İnanacak bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık. Harun Yıldırım Harun Yıldırım Andolsun biz onlara kitap gönderdik onu ilimle açıkladık ki iman eden bir topluluğa hidayet ve rahmettir. Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay Andolsun, biz onlara öyle bir kitâb getirmişizdir ki îman edecek herhangi bir kavme mahz-ı hidâyet ve rahmet olmak için onu tam bir ilim üzere tafsıyl etmişizdir. Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat Şübhesiz biz onlara bir Kitab da getirdik ki, îmân edecek bir topluluğa, bir hidâyet ve bir rahmet olarak bir ilim üzere onu iyice açıkladık. İbn-i Kesir İbn-i Kesir Andolsun ki; Biz, onlara kitab indirdik. Onu bilgiye dayanarak uzun uzun açıkladık. İnanan bir kavim için hidayet ve rahmet olarak. İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz Biz, inanan bir toplumu doğru yola götüren ve Allah’ın ne kadar merhametli olduğunu anlatan, Allah katından gerçek bilgilerle ayetleri açıklanmış, bir kitap getirdik. İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr Ve andolsun; onlara bir kitap getirdik ve âmenû olan bir kavim için onu rahmet ve hidayete erdiren olarak bir ilim üzerine ayrı ayrı açıkladık. Kadri Çelik Kadri Çelik Hiç şüphesiz biz onlara ilim üzere açıkladığımız bir kitab getirdik; bu kitap iman eden bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. Muhammed Esed Muhammed Esed "Çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuz bir kitap ulaştırdık". Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu Zira Biz onlara, inanmaya gönüllü bir toplum için bir yol haritası ve rahmet pınarı olan, tarifsiz bir bilgiye dayalı izahlarımız bulunan bir kitap iletmiştik. Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen Muhakkak onlara bir kitap getirdik. İşte onu imân edecek bir kavim için bir hüda ve rahmet olmak için tam bir ilim üzere mufassalan irad ettik. Ömer Öngüt Ömer Öngüt Andolsun ki biz onlara ilim ile açıkladığımız, inanan bir topluluk için hidayet ve rahmet olarak bir kitap getirdik. Sadık Türkmen Sadık Türkmen Ant olsun, onlara bir ilim üzere uzun uzun açıkladığımız, bir kitap getirdik; iman etmek isteyen herhangi bir topluma hidayet ve rahmet/iyilik olarak! Seyyid Kutub Seyyid Kutub Biz onlara, ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız, müminlere doğru yol kılavuzu ve rahmet olan bir kitap Kur’an gönderdik. Suat Yıldırım Suat Yıldırım Gerçekten onlara tam bir vukufla mânalarını bir bir bildirdiğimiz ve iman edecek kimseler için bir hidâyet, bir rahmet olan bir kitap getirdik. Süleyman Ateş Süleyman Ateş Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Şaban Piriş Şaban Piriş Biz onlara, ilim ile açıkladığımız, iman eden bir toplum için de kılavuz ve rahmet olan bir kitap getirmiştik.. Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an Andolsun, biz onlara ilme dayalı açıklamalar veren bir Kitap verdik ki bu kitap iman edenler için bir hidayet ve rahmettir. Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. Yusuf Ali İngilizce Yusuf Ali İngilizce For We had certainly sent unto them a Book, based on knowledge, which We explained in detail,- a guide and a mercy to all who believe.
araf suresi 52 57 ayet