🥈 Namaz Kilmak Icin Ne Yapmam Gerekir
89Namaz ve Zekatın Fazileti. Bilesin ki. Ulu Allah zekâti Is!âmin temellerinden biri olarak üân etmis, onu en yüce Islâm alâmeti olan namaz ile yanyana getirerek söyle buyurmustur: «— Namazi dosdogru kiliniz ve zekâti veriniz.». Peygamber'imiz (S.A.S.) de söyle buyurmustur: «Islâm, bes sey üzerine kurulmustur:
NAMAZITERCÜME İLE KILMAK. KUR’AN’A GÖRE NAMAZDA OKUDUĞUNU ANLAMAK: 4Nisa suresi/43-Siz ey inananlar! Sarhoş iken namaz kılmaya kalkışmayın, ne dediğinizi bilinceye kadar (bekleyin); ve boy abdestini gerektiren bir durumda (iken de) yıkanıncaya kadar seyahatte olmanız (ve yıkanma imkanından yoksun bulunmanız) hali dışında
Genellikle de namaz kılarken böyle düşünceler insanın aklına gelebilir. Peki namazda vesveseden kurtulmak için ne yapmak gerekir? Vesvese ibadetlerimize engel olmak için şeytanın oyunlarından biridir aslında. Kur’an da bir çok ayet şeytanın vesvesesine işaret eder. “Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: ‘Ey Adem!
reePI4x. Kayıt tarihi 5 Mayıs 2021 Mesaj Tepkiler 921 1 Namaz kılmak için sadece Fatiha suresini bilmek yani tek bir sure bilmek farz bir gerekliliktir fakat Fatiha’dan sonra okunan ve ’zammı sure’’ olarak adlandırılan sureleri de bilmemiz ibadetimiz için daha hoş olacaktır. Namazda okunan zammı surelere örnek verecek olursak Fil Suresi, Kureyş Suresi, Maun Suresi, Kevser Suresi, Kafirun Suresi, Nasr Suresi, Tebbet Suresi, İhlas Suresi, Felak Suresi, Nas Surelerini örnek verebiliriz. Kayıt tarihi 30 Temmuz 2021 Mesaj Tepkiler 2 Bende sadece Fatiha yeterli diye bilmekteyim.
Namaz Kılmak İstemiyorken Namaz Kılabilmek Motivasyon Eksikliğinin Üstesinden Nasıl Gelinir? Hocam bir keresinde şöyle demişti; “Bazı insanlar namaz kıldıktan sonra daha iyi hissederler, bazıları ise daha iyi hissettikten sonra namaz kılarlar. İkisi de aynı hedefi amaçlar fakat ikinci seçenek seni tamamen kaybolmuş hissinde bırakır.” Kesinlikle haklıydı. Eğer “önce iyi hissetmek” için bekleyen biriyseniz, size acizane olarak namaz kılmanız konusunda ısrar ediyorum, böylece hızlı bir şekilde daha iyi hissetmeye başlayabilirsiniz. Bazı insanların namazı bırakmasının çeşitli nedenleri var. Örneğin; bazen iş ve hayatın başka yönleri arasında denge kurmak zordur, bazen özellikle bir şey için dua edip cevap alamadığımızı düşündüğümüzde depresyon ve hayal kırıklığı hisleriyle baş etmek zordur. Bu yüzden ilk yaptığımız şey umudumuzu kaybetmek ve namaz kılmayı istememek. Dolayısıyla problemlerimizle baş edebilmek için kendimizi anlamamız ve kendimize tam olarak neden namaz kılmadığımızı sormamız gerekiyor, ondan sonra çözüm daha açık olacaktır. Belki namaz hakkında yanlış bir anlayışa ya da tavıra sahibizdir. Aslında bir ferahlama iken biz onun bir yük olduğunu; aslında zamanımıza bereket katmasına rağmen biz onun zamanımızı aldığını düşünüyoruz. Bir şey için dua edip onu alamadığımızda; aslında Allah’tan istememiş olsak bile sağlığımızda, ailelerimizde daha fazla nimet elde etmeye, iyi olmaya devam etmemize rağmen biz istediğimizi alamadığımızı düşünüyoruz. Ve Allah bizi en iyi bilendir. “O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.” İbrahim/34 Peki, namaza karşı olumsuz tavırın üstesinden gelmeye yardımcı olması için neler yapılabilir? İşte birkaç tavsiye… Problemi Tespit Edin ve Algınızı Değiştirin Kısa vadeli mükafatlarla uğraşıyoruz. Eğer ettiğimiz dua hemen meyvesini vermezse yüz çeviriyoruz. Bu çok negatif bir tutum. Her başarılı insan dener, dener ve dener, ta ki hedefine ulaşana kadar ve hiç uğraşmadan birkaç denemeden sonra bırakmaz. İstikrarlı olmamak ya da vazgeçmek çok iyi fırsatları heba eder. Yani, eğer namaz kıldın ve “hissedemedin” ya da dua ettin ve cevap alamadıysan, o zaman algını değiştir. Bir derse katıldın ve anlayamadın, tamamen okulu/üniversiteyi bırakır mısın? Kavrama gücünün sana gelmesini mi beklersin yoksa çaba harcayarak ve doğru insanlara sorarak başarılı olana kadar denemeye devam mı edersin? Cevap çok açık. Ve eğer dua ettin, cevap alamadıysan ve bu öfkelenmene ya da namazlarından ümitsizliğe düşmenin sebebi ise o zaman bil ki sen elle tutulur/maddi bir sonuç görmesen bile Allah çoktan duana cevap verdi seni dua ettiğin için mükafatlandırdı. Aişe dedi ki, “Ümitsizliğe kapılmadığı sürece hiçbir müminin duası boşa gitmez, ya bu dünyada karşılığı verilir ya da ahiret için saklanır.” Gerekli olan ise bir şeyleri algıma şeklimizi değiştirmek. Aşağıdaki noktaları özümsemek yardımcı olabilir inşaAllah; 1. Uzak geleceği görebilen bir göze sahip olmadığımızı anlamak. Gaybın bilgisine sahip olmadığımızdan dolayı, bir şeylerin neden bizim istediğimizin tersine gittiğini anlamayabiliriz. Ve bizim isteklerimiz bizim için mutlak en hayırlısı değildir. 2. Tüm evrendeki her şeyin Allah’ın kontrolünde olduğunu kabul etmek. Ve O’nun gücünü ve kontrolünü hatırlamak, O’nun her zaman senin için en iyi olanı gerçekleştirebileceğinden dolayı güvende hissettirir. O’na dönmeli ve O’nun yeniden aranızı düzeltmelisiniz. O’ndan başka yerde bir başarı yoktur. Bu yüzden namazı bırakmak hiçbir şekilde bir çözüm değildir. 3. Allah plan yapanların en iyisidir. Başlangıçtan beri sadece sizin için tasarlanan tamamen kusursuz bir yol haritası var. Bizim görevimiz O’na güvenmek ve gereken ne ise onu yapmak. Sonuçlar kimsenin elinde değildir ama niyet bizim elimizde, çaba bizim elimizde ve tabi ki aynı şekilde düzenli bir şekilde dua etmek de bizim elimizde. Sonuç sizin istediğiniz bir şekilde olmasa bile içiniz rahat olsun. Dua etmek yine de bir huzur ve rahatlık kaynağı olacak, çünkü bütün meselelerinizi Allah’a emanet ettiniz. Yüce Allah, sizi hemen bol bol rızıklandırabilir ya da geçici olarak vermeyebilir ve başka bir zamanda, başka şekillerde sizi mükafatlandırabilir. Sizin için en hayırlı olanı sadece O bilir. Sadece O’na ve O’nun zamanlamasına güvenin. Namazlarınızda Her Zaman Dua Etmeyi Unutmayın! Ebu Hüreyre Rasulullah sallahu aleyhi vesselem’den şöyle rivayet etti; “Allah katında yalvarmadan duadan daha şerefli bir şey yoktur.” Jami’ at-Tirmizi “Şüphesiz ki, Kim Allah’dan istemezse, Allah ona buğzeder.” Jami’ at-Tirmizi Bu yüzden Allah’tan tekrar tekrar istemede gayretli olun. Dua etmek anlık bir sıkıntıda ihtiyaç değil günlük bir rutin olmalıdır. Çekingen hissediyorsanız, Allah’a kalbinizi aydınlatması ve Allah’a boyun eğmenizi, ona bağlanmanızı engelleyen olumsuz düşüncelerden uzaklaşmanızı kolaylaştırması için dua edin. Allah’ın söylediği bu hadisi kutsi çok iç açıcı; “…O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim.” Sahih Buhari Evrendeki sayısı düşünülemeyecek kadar çok olan melekler Yüce Allah’ı tesbih etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Her daim O’na ihtiyacı olan bizleriz. Bu yüzden kibrinizi kırın ve şeytan tuzağının, sizin kendi kendinize yapabileceğine inandırmasına izin vermeyin. Çünkü yapamazsınız. Bu dünyada herkesten, her şeyden çok Allah’a ihtiyacınız var. Bu yüzden namaz kılmayı keserek hayatınızdaki nimetleri de kesmeyin. İyi Arkadaşlara Sahip Olmak Sizi Doğru Yöne İter Yalnız hissettiğimiz zamanlarda aslında istediğimiz şey, yanımızda olacak güvenilir, samimi ve akıllı biri. Ama çoğu zaman yaptığımız şey ise kendimizi kapalı kapılar arkasına hapsetmek ve kimseyle iletişim kurmamayı seçmek oluyor. Kendinizi diğerlerinden uzaklaştırdığınızda her şeyden önce zihninizin zaten hissetmiş olduğu şeyi kanıtlıyor. “Yalnızsın”. Bir arkadaşlığa ihtiyacınız var ve bu bilmeden kaçındığınız şey. Aynı sebeple, namaz kılmayı istemediğiniz zamanlar aslında tam da kendinizi namaz kılmaya zorlamanız gereken zamanlardır. Şeytan mümkün oldukça namazdan kopuk olmanızı istiyor ve namaz kılmamanız için neden ve bahane olarak kalbinize vesvese veriyor. Düşmanınızı tanımak ve kalbini temizlemek ya da karışıklığın içeride demlenmesine izin vermek size bağlı. Rasulullah sallahu aleyhi vessellem buyurdu; “Cemaate yapışın, ayrılıktan sakının. Şüphesiz şeytan tek kişiyle beraberdir. İki kişiden uzaktır. Kim cennetin en iyi yerini istiyorsa cemaate yapışşın.” Jami’ Tirmizi Ayrıca buyurdu ki; “Bir köy veya kırda üç kişi birlikte bulunur da namazı aralarında cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları kontrol altına alır. Şu halde cemaate yapışın. Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt yer.” Sunen Nesai Arkadaş çevreniz hayatınızda çok önemli bir rol oynar. İyi arkadaşlar sizi iyiye davet eder ve kötü olan şeylere olanak vermez. Eksiklerinizi aydınlatacaklar ve kötü alışkanlıklarınızı gidermenize yardımcı olarak Allah’a daha yakınlaştıracaklardır. İyi arkadaşlıkları muhafaza etmek hayata karşı olumlu tutumlar oluşturur, kalbinizde barınan hastalıklı hisleri giderir. Bu yüzden yaşamlarında namaz kılan arkadaşlıklara katılmak için çaba gösterin ve sevgili peygamberimiz sallahu aleyhi vessellem’in ayak izlerini takip edin. Rasulullah sallahu aleyhi vessellem dinde kararlı olmak için salih arkadaşlığın önemini vurgulamıştır. Buyurdu ki; “Kişi arkadaşının dini üzeredir, bu yüzden kiminle arkadaş olduğunuza dikkat edin.” Tirmizi ve Ebu Davud Yaşadığımız sürece, dünya ile, ilişkilerimiz ile, sağlık ile musibetlerle imtihan olacağız. Allah buyuruyor; Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Bakara/155 Eğer imtihan edildiysek ya da dualarımızın cevabında bir gecikme varsa, sabırlı olmamız kaydıyla bu Allah’ın bizim günahlarımızı temizlemeyi ya da derecemizi yükseltmeyi istemesinin bir belirtisidir. Hiçbir problemin ya zorluğun bizi asla namazdan alıkoymaması gerektiğini hatırlamak zorundayız. Bilakis zorluklar bizi daha ciddiyetle namaz kılmaya zorlamalıdır. Andolsun ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından boyun eğsinler diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık. Enam/42 Güçlü Bir Hatırlatma Allah Rasulu sallahu aleyhi vessellem buyurdu; “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Aziz olan rabbi, Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız.’ der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” Tirmizi Dolayısıyla hayatınızda ne olursa olsun, namaz kılın! Belki namazın bir egzersiz gibi hissettirdiği günler, haftalar ya da aylar geçecek. Yine de devam edin. Huzur ve sükunet devamında gelecek, eğer dikkatli ve yaratıcınıza odaklanmış bir şekilde namaz kılarsanız O cevap verecek, her zaman verir. Bu inancınızı sürdürün ve yaşamınızda yankı bulmasına izin verin, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin yaratıcımız, yüce, aziz olan Allah’a yakınlık kazanmamıza engel olmasına izin vermeyin! Productive Muslim sitesinden alınarak “Genç Müslümanlar” tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir.
Kurban Bayramı heyecanını yaşarken kurban hakkında çeşitli sorular akıllara geliyor. Kurban kestikten sonra namaz kılmak gerekir mi konusu vatandaşların merak konusu KESTİKTEN SONRA NAMAZ KILMAK GEREKİR Mİ?Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah'ın verdiği nimete şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir. Kurban Bayramı Namaz Dini Gündem Güncel Haberler
Kadir Gecesi yapılacak dua ve ibadetler nelerdir? Kadir Gecesinin fazileti ve Kadir Gecesinde yapılacak 10 ibadet… İSLAM’DA KADİR GECESİNİN FAZİLETİ VE ÖNEMİ NEDİR? Ramazân-ı Şerîf’in en müstesnâ vakti “Kadir Gecesi”dir. Allah Teâla Kadir Sûresi’nde Kur’an-ı Kerim’in Kadir Gecesi’nde indirildiğini ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirmiştir. bkn. Kadir Sûresi 1-5 Peygamber Efendimiz bu gece hakkında “Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır.” Müslim, Müsâfirîn, 175 buyurmaktadır. Başka Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur “Ramazan’da Allâh’ın öyle bir gecesi vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Kim o gecenin hayrından mahrum kalırsa gerçekten büyük bir kazançtan mahrum kalmış olur.»” Nesâî, Sıyâm, 5; Ahmed, II, 230, 385, 425 Bu gecede yapılacak ibadet ve duaların kıymeti 80 yıldan daha evladır. Kadir Gecesi yapılması tavsiye edilen dua ve ibadetler… 1- DUA ETMEK Kadir Gecesi Duası Kadir Gecesi’nde yapılacak en mühim ibâdetlerden biri duâdır. Nitekim Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ-, Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’e “–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Fahr-i Kâinat Efendimiz de şöyle dua etmesini tavsiye etmişlerdir Okunuşu “Allahümme inneke afuvvün tuhibbul afve fa’fu annî” Anlamı “Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!…” Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5 2- NAMAZ KILMAK Kaza Namazı Hak dostları namaz borcu olanların bu mübârek gecelerde kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir. Kadir Gecesi Namazı Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri Dualar ve Zikirler kitabında Kadir Gecesi Namazını söyle tarif ediyorlar Evvelâ iki rekat namaz, her rekatta Fâtiha’dan sonra yedi kere İhlâs-ı şerîf okunacak, selâmdan sonra yetmiş kere istiğfar edilecektir. Sonra yine iki rekat namaz, her rekatta Fâtiha’dan sonra üç kere İhlâs ve selâmdan sonra şu duâ okunacak Anlamı “Dâimâ ayakta ve uyanık olan zâtı tesbih ederim. Dâimâ vâr olan zâtı tesbih ederim. Hiçbir zaman gâfil olmayıp dâimâ muhafaza eden zâtı tesbih ederim. Cömert olup cimrilik yapmayan zâtı tesbih ederim. Cezâlandırmada acele etmeyip merhametle muâmele eden zâtı tesbih ederim. Allah’ı tesbih ederim, hamd Allah’a mahsustur, Allah’tan başka ilâh yoktur, Allah en büyüktür. Güç ve kuvvet ancak yüce ve azamet sahibi Allah’ın tevfîki iledir. Sen’i tesbih ederim ey Alîm, Sen’i tesbih ederim ey Azîm! Benim pek büyük olan günahlarımı mağfiret eyle!” 3- KUR’ÂN-I KERÎM OKUMAK Kurʼân-ı Kerim’in indirildiği bu müstesna gecede yapılacak en güzel ibadetlerden biri de Kuran okumaktır. Allah dostları bu gecelerde çokça Kur’ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır Ayet-i kerimede buyrulur “Şüphesiz, biz onu Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh Cebrail o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” Kadir Sûresi 1-5 İbni Mesut’tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu “Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16 İbni Abbâs’tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu “Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18 4- TEVBE VE İSTİĞFAR ETMEK Kadir Gecesi rahmetin sağnak-sağnak indiği pek mübarek bir gecedir. Bu gece affedilmemiz için çokça tevbe ve istiğfar halinde bulunmamız gerekir. Zira Peygamber Efendimiz bu gecede bağışlanmak için dua etmemizi tavsiye etmişlerdir. bk. Tirmizî, Daavât 84 Ayrıca ne kadar günahımız olursa olsun Allah Teâla, şirke düşmeyenlerin günahlarını affedeceğini müjdelemiştir. bk. Müslim, Îman, 279 Hazret-i Peygamber Efendimiz de “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim…” Müslim, Zikir, 42 buyurarark her gün istiğfar etmemiz gerektiği vurgulamıştır. 5- SALAT U SELAM GETİRMEK Rasûlullah Efendimiz’e salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. bkn. Ahzâb Suresi 56 Ayrıca Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği bildirilmiştir. bkn. Tirmizî, Kıyâmet, 23. Bu gece Efendimiz’e çokça selam vermeli ve salavat getirmeliyiz. Nitekim Ayet-i kerîmede buyrulur “Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” el-Ahzâb, 56 Übey bin Kâb diyor ki “Hazret-i Peygamber’e – Yâ Resûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum. – Dilediğin kadar yap.» buyurdu. – Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum. – Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu. – Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım.» dedim. – Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu. Ben yine – Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum. – İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu. – Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince – O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu.” Tirmizî, Kıyâmet, 23 6- HAMD ETMEK VE ŞÜKÜR HALİNDE BULUNMAK Kadir Gecesi başka ümmetlerde olmayıp sadece Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in ümmetine mahsus muhteşem bir hazinedir. Bu mübârek gecede Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız. Âyet-i kerîmede “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!…” Furkân sûresi, 58 buyrulmaktadır. Resûl-i Ekrem Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuşlardır “Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18 “Şükür, îmânın yarısıdır…” Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107 “Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no 3836 “Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.” Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no 3835 7- ALLAH TEÂLÂ’YI ÇOKÇA ZİKRETMEK Mübârek gecelerde Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmemiz gerekir. Biz Allah Teâlâ’yı zikredince, Allah da bizi şanına uygun bir tarzda zikretmekte; rahmet ve yardımda bulunmaktadır. Kulluğumuzu kabul buyurmakta, tevbe ve istiğfarlarımızı işitmekte ve dualarımıza icâbet etmektedir. Hadis-i kudsîde şöyle buyrulur “Kulum beni zikrettiğinde ben onunla beraberim. O beni kendi içinde zikrederse ben de onu zâtımda zikrederim. O beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim.” Buhârî, Tevhid 15 Âyet-i kerîmede buyrulur “O halde siz beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve sakın nimetlerime nankörlük etmeyin.” Bakara Sûresi 152 “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” el- A’râf, 205 “Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” el-Müzzemmil, 8 “…Allâh’ı zikretmek, elbette en büyük ibâdet’tir…” el-Ankebût, 45 Allâh Resûlü şöyle buyurur “Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh Teâlâ’yı zikretmeyi sevmektir.” Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 52 “Yeryüzünde Allâh Allâh diyen biri var oldukça, kıyâmet kopmayacaktır.” Müslim, Îmân, 234/148 8- SADAKA VERMEK Bu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir. Fakir ve muhtaçları bu gecede daha çok sevindirmeli onların gönüllerini almalıyız. Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutmamalıyız. Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur “Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları sever.” el-Bakara, 195 Efendimiz zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için; “Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyururdu. Buhârî, Edeb, 34 9- TEFEKKÜR ETMEK Bu mübarek gecede Rabbimizin verdiği nimetleri bol-bol tefekkür etmemiz gerekir. İnsanoğlunu mânevî zirvelere götürecek en büyük vâsıtalardan biri de, sükûtun derinliklerine dalarak hakîkati tefekkür etmektir. Nitekim Ayet-i Kerime’de buyrulur “Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken her vakit Allâh’ı zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve şöyle derler Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen’i tesbîh ederiz. Bizi Cehennem azâbından koru!»” Âl-i İmrân, 191 10- KUL HALARINIZI HELALLEŞİNİZ Kıyâmet gününün dehşet verici hesâbından selâmetle çıkabilmek için bilhassa kul haklarından sakınıp hak sahipleriyle helâlleşmek zarûrîdir. Bu mübarek geceler bunun için en güzel fısaltalrdır. Rasûlullah Efendimiz, bu hususta ümmetine pek çok tavsiyelerde bulunmuşlardır. Nitekim bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur “Kimin üzerinde bir din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir hak varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin! Aksi hâlde, kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktârınca sevaplarından alınır hak sahibine verilir. Şayet iyilikleri yoksa, zulmettiği kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” Buhârî, Mezâlim 10, Rikàk 48
namaz kilmak icin ne yapmam gerekir