🥅 Mü Minun 97 98 Okunuşu
Muminûn sûresi 97. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali. 96. İdfa’ billetî hiye ahsenus seyyiete, nahnu a’lemu bi mâ yasıfûn (yasıfûne). Seyyiati (kötülüğü), en güzel olanla yok et. Biz, (onların) vasıflandırdıklarını en iyi biliriz.
Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” (Mü’minûn 97-98) Bu yüce ayet-i kerimeler bize İslam’ın evrensel ‘ahlak’ prensiplerinden birini daha öğretmektedir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed (sav) ve onun seçkin ashabı bu güzel ahlakın
CihadMücahede. hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > AHLAK > Ahlakı kavramlar > Mücahede: Cihad
Mü’minun suresi :1-) Belalardan emin olmak ve şeytandan korunmak için Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okumak lazımdır. Esmaların okunuşu
N3DOlA. Giriş Tarihi 1122 Son Güncelleme 1533 Mekke döneminde inen ve 118 ayetten oluşan Müminun Suresinde çok önemli bilgilere yer verilmiştir. Kur'an-ı Kerim'in yirmi üçüncü suresidir. Surede başlıca, müşriklere uyarılarda bulunulmuş, müminlerin zafere ulaşacakları ve kötülerin ise ağır cezalara çekecekleri anlatılmıştır. Müslüman âlemi için mühim bir yere sahip olan Müminun Suresi Arapça Türkçe okunuşu, anlamı, fazileti ve Diyanet meali için ayrıntıları inceleyin. Müminun Suresi Konusu Kur'an-ı Kerim'in yirmi üçüncü suresidir ve içeriğinde çok önemli bilgiler yer almaktadır. 118 ayetten oluşan sure, müşriklere son uyarı niteliğindedir. Müminun Suresinde müminlerin zafere ulaşacakları müjdelenmiştir. Kötülerin ise çok ağır cezalar ile karşılaşacağına vurgu yapılmıştır. Müminun Suresi Faziletleri Hz. Ömer'den nakledildiğine göre Resûl-i Ekrem, "Bana öyle on âyet nâzil oldu ki onların icabını yerine getiren kimse mutlaka cennete girer" dedikten sonra Mü'minûn sûresinin ilk âyetlerini okumuştur Kurtubî, XII, 102; sûrenin faziletiyle ilgili diğer rivayetler için bk. XII, 102-103; Şevkânî, III, 473. Ebüssuûd Efendi Tefsîru sûreti'l-Müʾminîn Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1026/4 ve Mustafa b. Ebû Saîd el-Hâdimî Risâle fî ḳad efleḥa'l-müʾminûn adıyla birer risâle kaleme almışlardır Süleymaniye Ktp., Tırnovalı, nr. 1842. Müminun Suresi Arapça Okunuşu Bismillahirrahmanirrahim eflehal mü'minun hüm fı salatihim haşiun hüm anil lağvi mu'ridun hüm liz zekati faılun hüm li fürucihim hafizun ala ezvacihim ev ma meleket eymanühüm fe innehüm ğayru melumın menibteğa verae zalike fe ülaike hümül adun hüm li emanatihim ve ahdihim raun hüm ala salevatihim yühafizun hümül varisun yerisunel firdevs hüm fıha halidun le kad halaknel insane min sülaletim min tıyn cealnahü nutfeten fı kararim mekın halaknen nutfete alekaten fe halaknel alekate mudğaten fe halaknel mudğate ızamen fe kesevnel ızame lahmen sümme enşe'nahü halkan ahar fe tebarakellahü ahsenül halikıyn inneküm ba'de zalike le meyyitun inneküm yevmel kıyameti tüb'asun le kad halakna fevkaküm seb'a taraika ve ma künna anil halkı ğafilın enzelna mines semai maem bi kaderin fe eskennahü fil erdı ve inna ala zehabim bihı le kadirun enşe'na leküm bihı cennatim min nehıyliv ve a'nab leküm fıha fevakihü kesıratüv ve minha te'külun şeceraten tahrucü min turi seynae tembütü bid dühni ve sıbğil lil akilın inne leküm fil en'ami le ıbrah nüskıyküm mimma fı bütuniha ve leküm fıha menafiu kesıratüv ve minha te'külun aleyha ve alel fülki tuhmelun le kad erselna nuhan ila kavmihı fe kale ya kavmı'büdüllahe mal leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun kalel meleüllezıne keferu min kavmihı ma haza illa beşerum mislüküm yürıdü ey yetefeddale aleyküm ve lev şaellahü le enzele melaikeh ma semı'na bi haza fı abainel evvelın hüve illa racülüm bihı cinnetün fe terabbesu bihı hatta hıyn rabbinsurnı bima kezzebun evhayna ileyhi enisnaıl fülke bi a'yünina ve vahyina fe iza cae emruna ve farat tennuru feslük fıha min küllin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlü minhüm ve la tühatıbnı fillezıne zalemu innehüm muğrakun izesteveyte ente ve mem meake alel fülki fe kulil hamdü lillahillezı neccana minel kavmiz zalimın kur rabbi enzilnı münzelem mübarakev ve ente hayrul münzilın fı zalike le ayativ ve in künna le mübtelın enşe'na mim ba'dihim karnen aharın erselna fıhim rasulem minhüm enı'büdüllahe ma leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun kalel meleü min kavmihillezıne keferu ve kezzebu bi likail ahırati ve etrafnahüm fil hayatid dünya ma haza illa beşerum mislüküm ye'külü mimma te'külune minhü ve yeşrabü mimma teşrabun lein eta'tüm beşeram misleküm inneküm izel lehasirun yeıdüküm enneküm iza mittüm ve küntüm türabev ve ızamen enneküm muhracun heyhate lima tuadun hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma nahnü bi meb'usın hüve illa racülüniftera alellahi kezibev ve ma nahnü lehu bi mü'minın rabbinsurnı bima kezzebun amma kalılil le yusbihunne nadimın ehazethümüs sayhatü bil hakkı fe cealnahüm ğussa fe bu'del lil kavmiz zalimın enşe'na mim ba'dihim kurunen aharın tesbiku min ümmetin eceleha ve ma yeste'hırun erselna rusülena tetra küllema cae ümmeter rasulüha kezzebuhü fe etba'na ba'dahüm ba'dav ve cealnahüm ehadıs fe bu'del li kavmil la yü'minun erselna musa ve ehahü harune bi ayatina ve sültanim mübın fir'avne ve meleihı festekberu ve kanu kavmen alın kalu enü'minü li beşerayni mislina ve kavmühüma lena abidun kezzebuhüma fe kanu minel mühlekın le kad ateyna musel kitabe leallehüm yehtedun cealnebne meryeme ve ümmehu ayetev ve aveynahüma ila rabvetin zati karariv ve meıyn eyyüher rusülü külu minet tayyibati va'melu saliha innı bima ta'melune alım inne hazihı ümmetüküm ümmetev vahıdetev ve ene rabbüküm fettekun emrahüm beynehüm zübüra küllü hızbim bima ledeyhim ferihun fı ğamratihim hatta hıyn yahsebune ennema nümiddühüm bihı mim maliv ve benın lehüm fil hayrat bel la yeş'urun hüm min haşyeti rabbihim müşfikun hüm bi ayati rabbihim yü'minun hüm bi rabbihim la yüşrikun yü'tune ma atev ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun yüsariune fil hayrati ve hüm leha sabikun la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve ledeyna kitabüy yentıku bil hakkı ve hüm la yuzlemun kulubühüm fı ğamratim min haza ve lehüm a'malüm min duni zalike hüm leha amilun iza ehazna mütrafıhim bil azabi iza hüm yec'erun tec'erul yevme inneküm minna la tünsarun kanet ayatı tütla aleyküm fe küntüm ala a'kabiküm tenkisun bihı samiran tehcürun fe lem yeddebberul kavle em caehüm ma lem ye'ti abaehümül evvelın lem ya'rifu rasulehüm fe hüm lehu münkirun yekulune bihı cinneh bel caehüm bil hakkı ve ekseruhüm lil hakkı karihun levittebeal hakku ehvaehüm le fesedetis semavatü vel erdu ve men fıhinn bel eteynahüm bi zekrihim fe hüm an zikrihim mu'ridun tes'elühüm harcen fe haracü rabbike hayruv ve hüve hayrur razikıyn inneke le ted'uhüm ila sıratım müstekıym innellezıne la yü'minune bil ahırati anis sıratı lenakibun lev rahımnahüm ve keşefna ma bihim min durril leleccu fı tuğyanihim ya'mehun le kad ehaznahüm bil azabi fe mestekanu li rabbihim ve ma yetedarraun iza fetahna aleyhim baben za azabin şedıdin iza hüm fıhi müblisun hüvellezı enşee lekümüs sem'a vel ebsara vel ef'ideh kalılem ma teşkürun hüvellezı zeraeküm fil erdı ve ileyhi tuhşerun hüvellezı yuhyı ve yümiytü ve lehuhtilafül leyli ven nehar e fe la ta'kılun kalu misle ma kalel evvelun e iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun kad vüıdna nahnü ve abaüna haza min kablü in haza illa esatıyrul evvelın li menil erdu ve men fıha in küntüm ta'lemun lillah kul efela tezekkerun mer rabbüs semavatis seb'ı ve rabbul arşil azıym lillah kul e fe la tettekun mem bi yedihı melekutü külli şey'iv ve hüve yuciru ve la yücaru aleyhi in küntüm ta'lemun lillah kul fe enna tüsharu eteynüham bil hakkı ve innehüm le kazibun miv velediv ve ma kane meahu min ilahin izel le zehebe küllü ilahüm bima haleka ve leala ba'duhüm ala ba'd sübhanellahi amma yasıfun ğaybi veş şehadeti fe teala amma yüşrikun rabbi imma türiyennı ma yuadun fe la tec'alnı fil kavmiz zalimın inna ala en nüriyeke ma neıdühüm lekadirun billetı hiye ahsenüs seyyieh nahnü a'lemü bi ma yasıfun kur rabbi euzü bike min hemezatiş şeyatıyn euzü bike rabbi ey yahdurun iza cae ehadehümül mevtü kale rabbirciun a'melü salihan fıma teraktü kella inneha kelimetün hüve kailüha ve miv veraihim berzehun ila yevmi yüb'asun iza nüfiha fis suri fe la ensabe beynehüm yevmeiziv ve la yetesaelun men sekulet mevazinühu fe ülaike hümül müflihun men haffet mevazınühu fe ülaikellezıne hasiru enfüsehüm fı cehenneme halidun vücuhehümün naru ve hüm fıha kalihun lem tekün ayatı tütla aleyküm fe küntüm biha tükezzibun rabbena ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın ahricna minha fe in udna fe inna zalimun fıha ve la tükellimun kane ferıkum min ıbadı yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın tümuhüm sıhriyyen hatta ensevküm zikrı ve küntüm minhüm tadhakun cezeytühümül yevme bima saberu ennehüm hümül faizun kem lebistüm fil erdı adede sinın lebisna yevmen ev ba'da yevmin fes'elil addın il lebistüm illa kalılel lev enneküm küntüm ta'lemun fe hasibtüm ennema halaknaküm abesev ve enneküm ileyna la türceun teallellahül melikül hakk la ilahe illa hu rabbül arşil kerım mey yed'u meallahi ilahen ahara la bürhane lehu bihı fe innema hısabühu ınde rabbih innehu la yüflihul kafirun kur rabbığfir verham ve ente hayrur rahımın Müminun Suresi Türkçe Anlamı Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. ki, namazlarında derin saygı içindedirler. ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. ki, zekatı öderler. ki, ırzlarını korurlar. eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. ki, namazlarını kılmağa devam ederler. bunlar varis olanların ta kendileridir. Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. biz insanı, çamurdan süzülmüş bir özden yarattık. onu az bir su meni halinde sağlam bir karargaha ana rahmine yerleştirdik. bu az suyu "alaka" haline getirdik. Alakayı da "mudga" 2yaptık. Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir! ey insanlar siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz. yine muhakkak siz, kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz. biz sizin üzerinizde yedi yol Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. gökten belli bir ölçüde su indirdik de faydalanmanız için onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter. sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan yiyorsunuz. o su ile Sîna dağında biten bir ağaç zeytin ağacı yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir. sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de. üzerinde ve gemilerde taşınırsınız. biz, Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur. Allah'a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?" dedi. üzerine kendi kavminden inkar eden ileri gelenler şöyle dediler "Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık." 25."Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz." 26.Nûh, "Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!" dedi. üzerine Nûh'a, "Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap" diye vahyettik. "Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, sular coşup taştığında Nûh'a dedik ki "Her cins canlıdan erkekli dişili birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır." ve beraberindeki kimseler gemiye bindiğiniz zaman "Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah'a hamd olsun" de. de ki "Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın." bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten kullarımızı imtihan ederiz. onların Nûh kavminin ardından başka bir nesil yarattık. kendilerinden, "Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka hiçbir ilahınız yoktur, hâlâ O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" diye öğüt veren bir peygamber gönderdik. peygamberin kavminden, Allah'ı inkar eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler "O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor." 34."Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız." 35."O, öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka diriltilip çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?" 36."Halbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!" 37."Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz." 38."Bu, Allah'a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız." peygamber, "Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!" dedi. "Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!" dedi. onları o korkunç ses kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör-çöp yığını haline getirdik. Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun! bunların arkalarından başka nesiller yarattık. ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez de. arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helak ettik ve onları birer ibretli hikaye yaptık. Artık inanmayan bir kavim Allah'ın rahmetinden uzak olsun! 45, Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de onlar büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular. yüzden, "Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız" dediler. ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helak edilenlerden oldular. hidayete ersinler diye Mûsâ'ya Kitabı Tevrat'ı verdik. oğlu İsa'yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik. peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim. bu İslâm tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının. 53.İnsanlar ise, din işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir. Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak! 55, bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır onlar farkına varmıyorlar! azametinden korkup titreyenler, âyetlerine inananlar, ortak koşmayanlar, dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler, bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler. hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar. kafirlerin kalbleri bu Kur'an'a karşı bir gaflet içindedir. Onların bundan başka yapageldikleri birtakım kötü işleri de vardır. refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar feryat edip durmayın bugün. Zira bizden yardım görmeyeceksiniz. 66, âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner geceleyin toplanıp hezeyanlar savururdunuz. bu sözü Kur'an'ı hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? da onlar henüz kendi peygamberlerini tanımadılar da o yüzden mi onu inkar ediyorlar? "O cinnet getirmiş" mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi. Halbuki onların pek çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar. hak onların arzularına uysaydı gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini Kur'an'ı getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz çeviriyorlar. Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun da inanmıyorlar? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar. onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı. biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve ona yalvarıp yakarmadılar. onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz! sizi yeryüzünde yaratıp türetendir. Sadece O'nun huzurunda toplanacaksınız. diriltendir, öldürendir. Gece ile gündüzün birbirini takib etmesi de O'na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? onlar, öncekilerin söyledikleri sözler gibi sözler ettiler. ki "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?" biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir. ki "Eğer biliyorsanız söyleyin Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" de. ki "Yedi kat göklerin Rabbi, büyük Arş'ın Rabbi kimdir?" 87.."Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise ona karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" de. ki "Eğer biliyorsanız söyleyin Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?" 89."Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?" de. biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar. 91, hiçbir çocuk edinmemiştir. Onunla birlikte başka hiçbir ilah yoktur. Öyle olsaydı her ilah kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı. Gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah, onların yakıştırdığı nitelemelerden uzaktır. Onların koştukları ortaklardan çok yücedir. 93, ki "Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma." onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz yeter. en güzel olan şeyle uzaklaştır. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri daha iyi biliriz. ki "Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım." 98."Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım." 99, onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar devam edecek, dönmelerine engel bir perde berzah vardır. üfürüldüğü zaman, işte o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır. kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedi kalacaklardır. yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar. "Âyetlerim size okunuyordu da siz onları yalanlıyordunuz, değil mi?" der. da şöyle derler "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk." 107."Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer tekrar günaha dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz." "Aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın!" der. "Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" diyen bir grup var idi. ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz. olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükafatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir. inkarcılara "Yeryüzünde kaç sene kaldınız?" diye sorar. "Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor" derler. şöyle der "Çok az bir zaman kaldınız. Keşke bunu daha önce bilmiş olsaydınız." 115."Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" hükümdar olan Allah yücedir. Ondan başka hiç ilah yoktur. O şerefli ve yüce arşın Rabbidir. hakkında hiçbir delili olmadığı halde Allah ile birlikte başka bir ilaha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır. Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa eremezler. ki "Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!" Ezberlemek İsteyenler İçin Diğer Sureler Şöyle;Ayetel Kürsi Yasin Suresi İnşirah Suresi İhlas Suresi Fatiha Suresi Felak ve Nas Suresi Fetih Suresi Bakara Suresi Vakıa Suresi Mülk Suresi
Müminun Suresi, Kur'an-ı Kerim'in23. suresidir ve 118 ayetten oluşur. Mekke döneminin sonlarında nâzil olmuştur. Müminun Suresi, adını birinci âyette geçen "elMü'minûn" kelimesinden almıştır. "el-Mü'minûn", mü'minler demektir. Müşriklere son uyarı niteliğindeki bu sûrede, mü'minlerin zafere ulaşacakları, kötülerin cezaya çarptırılacağı konu edilmektedir. MÜMİNUN SURESİ NUZÜLÜMushaftaki sıralamada yirmi üçüncü, iniş sırasına göre yetmiş dördüncü sûredir. Enbiyâ sûresinden sonra, Secde sûresinden önce Mekke'de SURESİ KONUSUMü'minûn sûresinin öncelikli konusu inananların üstün nitelikleridir. Daha sonra her bir insanın anne karnındaki oluşum süreci, Hz. Nûh ve adı verilmeyen bir peygamber ile Mûsâ ve Hârûn hakkında ibretli bilgiler, tebliğlerinin ortak noktaları, peygamberlerin yolundan giden ümmetlerin ve onların yolundan sapan inkârcıların başlıca özellikleri, Mekke putperestlerinin, sorulduğunda Allah'ın yaratıcı gücünü kabul etmelerine rağmen O'na ortak koşmaları ve âhirete inanmamaları, bunların âhiretteki acıklı durumları, pişmanlıkları ve karşılık bulmayacak dilekleri hakkında açıklamalar yapılmaktadır. Sûre, "Rabbim! Beni bağışla, bana merhamet et; sen merhametli olanların en üstünüsün!" meâlindeki dua cümlesiyle son SURESİ FAZİLETLERİHz. Ömer'den rivayet edilen bir hadise göre Resûlullah, bir ara olağan üstü vahiy hallerinden birini yaşarken kıbleye dönüp ellerini kaldırarak, "Allahım! Bize nimetini arttır, eksiltme; bizi onurlandır, alçaltma; bize ihsan et, mahrum etme; bizi seçkin kıl düşmanlarımıza karşı zayıf duruma düşürme; bizden hoşnut ol ve bizi senden hoşnut kıl!" diye dua ettikten sonra, "Şu anda bana on âyet indi; kim bu âyetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir" buyurmuş, ardından da bu sûrenin ilk on âyetini okumuştur Müsned, I, 34.MÜMİNUN SURESİ OKUNUŞU1. Kad eflehal mü'minun2. Ellezıne hüm fı salatihim haşiun3. Vellezıne hüm anil lağvi mu'ridun4. Vellezıne hüm liz zekati faılun5. Vellezıne hüm li fürucihim hafizun6. İlla ala ezvacihim ev ma meleket eymanühüm fe innehüm ğayru melumın7. Fe menibteğa verae zalike fe ülaike hümül adun8. Vellezıne hüm li emanatihim ve ahdihim raun9. Vellezıne hüm ala salevatihim yühafizun10. Ülaike hümül varisun11. Ellezıne yerisunel firdevs hüm fıha halidun12. Ve le kad halaknel insane min sülaletim min tıyn13. Sümme cealnahü nutfeten fı kararim mekın14. Sümme halaknen nutfete alekaten fe halaknel alekate mudğaten fe halaknel mudğate ızamen fe kesevnel ızame lahmen sümme enşe'nahü halkan ahar fe tebarakellahü ahsenül halikıyn15. Sümme inneküm ba'de zalike le meyyitun16. Sümme inneküm yevmel kıyameti tüb'asun17. Ve le kad halakna fevkaküm seb'a taraika ve ma künna anil halkı ğafilın18. Ve enzelna mines semai maem bi kaderin fe eskennahü fil erdı ve inna ala zehabim bihı le kadirun19. Fe enşe'na leküm bihı cennatim min nehıyliv ve a'nab leküm fıha fevakihü kesıratüv ve minha te'külun20. Ve şeceraten tahrucü min turi seynae tembütü bid dühni ve sıbğil lil akilın21. Ve inne leküm fil en'ami le ıbrah nüskıyküm mimma fı bütuniha ve leküm fıha menafiu kesıratüv ve minha te'külun22. Ve aleyha ve alel fülki tuhmelun23. Ve le kad erselna nuhan ila kavmihı fe kale ya kavmı'büdüllahe mal leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun24. Fe kalel meleüllezıne keferu min kavmihı ma haza illa beşerum mislüküm yürıdü ey yetefeddale aleyküm ve lev şaellahü le enzele melaikeh ma semı'na bi haza fı abainel evvelın25. İn hüve illa racülüm bihı cinnetün fe terabbesu bihı hatta hıyn26. Kale rabbinsurnı bima kezzebun27. Fe evhayna ileyhi enisnaıl fülke bi a'yünina ve vahyina fe iza cae emruna ve farat tennuru feslük fıha min küllin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlü minhüm ve la tühatıbnı fillezıne zalemu innehüm muğrakun28. Fe izesteveyte ente ve mem meake alel fülki fe kulil hamdü lillahillezı neccana minel kavmiz zalimın29. Ve kur rabbi enzilnı münzelem mübarakev ve ente hayrul münzilın30. İnne fı zalike le ayativ ve in künna le mübtelın31. Sümme enşe'na mim ba'dihim karnen aharın32. Fe erselna fıhim rasulem minhüm enı'büdüllahe ma leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun33. Ve kalel meleü min kavmihillezıne keferu ve kezzebu bi likail ahırati ve etrafnahüm fil hayatid dünya ma haza illa beşerum mislüküm ye'külü mimma te'külune minhü ve yeşrabü mimma teşrabun34. Ve lein eta'tüm beşeram misleküm inneküm izel lehasirun35. E yeıdüküm enneküm iza mittüm ve küntüm türabev ve ızamen enneküm muhracun36. Heyhate heyhate lima tuadun37. İn hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma nahnü bi meb'usın38. İn hüve illa racülüniftera alellahi kezibev ve ma nahnü lehu bi mü'minın39. Kale rabbinsurnı bima kezzebun40. Kale amma kalılil le yusbihunne nadimın41. Fe ehazethümüs sayhatü bil hakkı fe cealnahüm ğussa fe bu'del lil kavmiz zalimın42. Sümme enşe'na mim ba'dihim kurunen aharın43. Ma tesbiku min ümmetin eceleha ve ma yeste'hırun44. Sümme erselna rusülena tetra küllema cae ümmeter rasulüha kezzebuhü fe etba'na ba'dahüm ba'dav ve cealnahüm ehadıs fe bu'del li kavmil la yü'minun45. Sümme erselna musa ve ehahü harune bi ayatina ve sültanim mübın46. İla fir'avne ve meleihı festekberu ve kanu kavmen alın47. Fe kalu enü'minü li beşerayni mislina ve kavmühüma lena abidun48. Fe kezzebuhüma fe kanu minel mühlekın49. Ve le kad ateyna musel kitabe leallehüm yehtedun50. Ve cealnebne meryeme ve ümmehu ayetev ve aveynahüma ila rabvetin zati karariv ve meıyn51. Ya eyyüher rusülü külu minet tayyibati va'melu saliha innı bima ta'melune alım52. Ve inne hazihı ümmetüküm ümmetev vahıdetev ve ene rabbüküm fettekun53. Fetekkatau emrahüm beynehüm zübüra küllü hızbim bima ledeyhim ferihun54. Fezerhüm fı ğamratihim hatta hıyn55. E yahsebune ennema nümiddühüm bihı mim maliv ve benın56. Nüsariu lehüm fil hayrat bel la yeş'urun57. İnnellezıne hüm min haşyeti rabbihim müşfikun58. Vellezıne hüm bi ayati rabbihim yü'minun59. Vellezıne hüm bi rabbihim la yüşrikun60. Vellezıne yü'tune ma atev ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun61. Ülaike yüsariune fil hayrati ve hüm leha sabikun62. Ve la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve ledeyna kitabüy yentıku bil hakkı ve hüm la yuzlemun63. Vel kulubühüm fı ğamratim min haza ve lehüm a'malüm min duni zalike hüm leha amilun64. Hatta iza ehazna mütrafıhim bil azabi iza hüm yec'erun65. La tec'erul yevme inneküm minna la tünsarun66. Kad kanet ayatı tütla aleyküm fe küntüm ala a'kabiküm tenkisun67. Müstekbirıne bihı samiran tehcürun68. E fe lem yeddebberul kavle em caehüm ma lem ye'ti abaehümül evvelın69. Em lem ya'rifu rasulehüm fe hüm lehu münkirun70. Em yekulune bihı cinneh bel caehüm bil hakkı ve ekseruhüm lil hakkı karihun71. Ve levittebeal hakku ehvaehüm le fesedetis semavatü vel erdu ve men fıhinn bel eteynahüm bi zekrihim fe hüm an zikrihim mu'ridun72. Em tes'elühüm harcen fe haracü rabbike hayruv ve hüve hayrur razikıyn73. Ve inneke le ted'uhüm ila sıratım müstekıym74. Ve innellezıne la yü'minune bil ahırati anis sıratı lenakibun75. Ve lev rahımnahüm ve keşefna ma bihim min durril leleccu fı tuğyanihim ya'mehun76. Ve le kad ehaznahüm bil azabi fe mestekanu li rabbihim ve ma yetedarraun77. Hatta iza fetahna aleyhim baben za azabin şedıdin iza hüm fıhi müblisun78. Ve hüvellezı enşee lekümüs sem'a vel ebsara vel ef'ideh kalılem ma teşkürun79. Ve hüvellezı zeraeküm fil erdı ve ileyhi tuhşerun80. Ve hüvellezı yuhyı ve yümiytü ve lehuhtilafül leyli ven nehar e fe la ta'kılun81. Bel kalu misle ma kalel evvelun82. Kalu e iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun83. Le kad vüıdna nahnü ve abaüna haza min kablü in haza illa esatıyrul evvelın84. Kul li menil erdu ve men fıha in küntüm ta'lemun85. Seyekulune lillah kul efela tezekkerun86. Kul mer rabbüs semavatis seb'ı ve rabbul arşil azıym87. Seyekulune lillah kul e fe la tettekun88. Kul mem bi yedihı melekutü külli şey'iv ve hüve yuciru ve la yücaru aleyhi in küntüm ta'lemun89. Seyekulune lillah kul fe enna tüsharu90. Bel eteynüham bil hakkı ve innehüm le kazibun91. Mettehazellahü miv velediv ve ma kane meahu min ilahin izel le zehebe küllü ilahüm bima haleka ve leala ba'duhüm ala ba'd sübhanellahi amma yasıfun92. Alimil ğaybi veş şehadeti fe teala amma yüşrikun93. Kur rabbi imma türiyennı ma yuadun94. Rabbi fe la tec'alnı fil kavmiz zalimın95. Ve inna ala en nüriyeke ma neıdühüm lekadirun96. İdfa' billetı hiye ahsenüs seyyieh nahnü a'lemü bi ma yasıfun97. Ve kur rabbi euzü bike min hemezatiş şeyatıyn98. Ve euzü bike rabbi ey yahdurun99. Hatta iza cae ehadehümül mevtü kale rabbirciun100. Leallı a'melü salihan fıma teraktü kella inneha kelimetün hüve kailüha ve miv veraihim berzehun ila yevmi yüb'asun101. Fe iza nüfiha fis suri fe la ensabe beynehüm yevmeiziv ve la yetesaelun102. Fe men sekulet mevazinühu fe ülaike hümül müflihun103. Ve men haffet mevazınühu fe ülaikellezıne hasiru enfüsehüm fı cehenneme halidun104. Telfehu vücuhehümün naru ve hüm fıha kalihun105. E lem tekün ayatı tütla aleyküm fe küntüm biha tükezzibun106. Kalu rabbena ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın107. Rabbena ahricna minha fe in udna fe inna zalimun108. Kalahşeu fıha ve la tükellimun109. İnnehu kane ferıkum min ıbadı yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın110. Fettehaz tümuhüm sıhriyyen hatta ensevküm zikrı ve küntüm minhüm tadhakun111. İnnı cezeytühümül yevme bima saberu ennehüm hümül faizun112. Kale kem lebistüm fil erdı adede sinın113. Kalu lebisna yevmen ev ba'da yevmin fes'elil addın114. Kale il lebistüm illa kalılel lev enneküm küntüm ta'lemun115. E fe hasibtüm ennema halaknaküm abesev ve enneküm ileyna la türceun116. Fe teallellahül melikül hakk la ilahe illa hu rabbül arşil kerım117. Ve mey yed'u meallahi ilahen ahara la bürhane lehu bihı fe innema hısabühu ınde rabbih innehu la yüflihul kafirun118. Ve kur rabbığfir verham ve ente hayrur rahımınMÜMİNUN SURESİ MEALİ1. Mü'minler, gerçekten kurtuluşa Onlar ki, namazlarında derin saygı Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz Onlar ki, zekâtı Onlar ki, ırzlarını Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet Onlar ki, namazlarını kılmağa devam İşte bunlar varis olanların ta Onlar Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî Andolsun, biz insanı, çamurdan süzülmüş bir özden Sonra onu az bir su meni hâlinde sağlam bir karargâha ana rahmine Sonra bu az suyu "alaka"1 hâline getirdik. Alakayı da "mudga"2 yaptık. Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!1 "Alaka"; erkeğin spermiyle döllenmiş yumurtadan bir hafta zarfında oluşan hücre topluluğunun rahim cidarına asılıp gömülmüş şekli demektir.2 "Mudga"; ceninin, üzerinde diş izlerini andıran şekiller taşıyan henüz uzuvları oluşmamış şekli demektir. Ceninin ana rahminde geçirdiği evreler için ayrıca bakınız Hac sûresi, âyet, Sonra ey insanlar siz bunun ardından muhakkak Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde tekrar Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık.3 Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz.3 "Yedi yol" ifadesi ile güneş sisteminde yer alan, dünya dışındaki yedi gezegenin yörüngelerine işaret ediliyor olabilir. Bu ifade, "gökteki yedi yıldız sistemi", "yedi gök tabakası" diye de Biz, gökten belli bir ölçüde su indirdik de faydalanmanız için onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz Onunla sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç zeytin ağacı yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz Onların üzerinde ve gemilerde Andolsun biz, Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Allah'a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?" Bunun üzerine kendi kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dediler "Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık."25. "Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz."26. Nûh, "Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!" Bunun üzerine Nûh'a, "Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap" diye vahyettik. "Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, sular coşup taştığında Nûh'a dedik ki "Her cins canlıdan erkekli dişili birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır."44 Aynı olayla ilgili olarak bakınız Hûd sûresi, âyet, Sen ve beraberindeki kimseler, gemiye bindiğiniz zaman "Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah'a hamd olsun" Yine de ki "Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen, konuk edenlerin en hayırlısısın."30. Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten kullarımızı imtihan Sonra onların Nûh kavminin ardından başka bir nesil Onlara, kendilerinden, "Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur, hâlâ O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" diye öğüt veren bir peygamber O peygamberin kavminden, Allah'ı inkâr eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler "O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor."34. "Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız."35. "O, öldüğünüz, toprak ve kemik hâline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka diriltilip çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?"36. "Hâlbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!"37. "Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz."38. "Bu, Allah'a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız."39. O peygamber, "Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!" Allah, "Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!" Derken onları o korkunç ses, kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör çöp yığını hâline getirdik. Zalimler topluluğu, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!42. Sonra bunların arkalarından başka nesiller Hiçbir ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez Sonra arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe, onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helâk ettik ve onları birer ibretli hikâye yaptık. Artık inanmayan bir kavim, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!45,46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de onlar büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk Bu yüzden, "Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız" Böylece ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helâk edilenlerden Andolsun, hidayete ersinler diye Mûsâ'ya Kitab'ı Tevrat'ı Meryem oğlu İsa'yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen Şüphesiz bu İslâm, tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten İnsanlar ise, din işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!55,56. Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar farkına varmıyorlar!57. Rablerinin azametinden korkup titreyenler,58. Rablerinin âyetlerine inananlar,59. Rablerine ortak koşmayanlar,60. Rabblerine dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler,61. İşte bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar zulme, haksızlığa Ancak kâfirlerin kalbleri bu Kur'an'a karşı bir gaflet içindedir. Onların bundan başka yapageldikleri birtakım kötü işleri de Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip Boşuna feryat edip durmayın bugün. Zira bizden yardım Çünkü âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner, geceleyin toplanıp hezeyanlar Onlar bu sözü Kur'an'ı hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?69. Ya da onlar henüz kendi peygamberlerini tanımadılar da o yüzden mi onu inkâr ediyorlar?70. Yoksa "O cinnet getirmiş" mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi. Hâlbuki onların pek çoğu haktan Eğer hak onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini Kur'an'ı getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz Ey Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun da inanmıyorlar? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en Şüphesiz sen onları doğru bir yola Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan Biz onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik, yine de azgınlıkları içinde bocalayıp Andolsun, biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve O'na yalvarıp Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe Hâlbuki O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!79. O, sizi yeryüzünde yaratıp türetendir. Sadece O'nun huzurunda O, diriltendir, öldürendir. Gece ile gündüzün birbirini takib etmesi de O'na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?81. Hayır onlar, öncekilerin söyledikleri sözler gibi sözler Dediler ki "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?"83. Andolsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu, öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey De ki "Eğer biliyorsanız söyleyin Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?"85. "Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" De ki "Yedi kat göklerin Rabbi, büyük Arş'ın Rabbi kimdir?"87. "Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" De ki "Eğer biliyorsanız söyleyin Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?"89. "Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?" Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir. O'nunla birlikte başka hiçbir ilâh yoktur. Öyle olsaydı, her ilâh kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı. Gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah, onların yakıştırdığı nitelemelerden uzaktır. Onların koştukları ortaklardan çok De ki "Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma."95. Bizim onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz Kötülüğü, en güzel olan şeyle uzaklaştır. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri daha iyi De ki "Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım."98. "Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım."99,100. Nihayet onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar devam edecek, dönmelerine engel bir perde berzah Sûr'a üfürüldüğü zaman, işte o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp Artık kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedî Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır Allah, "Âyetlerim size okunuyordu da siz onları yalanlıyordunuz, değil mi?" Onlar da şöyle derler "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk."107. "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer tekrar günaha dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz."108. Allah, "Aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın!" Kullarımdan, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" diyen bir grup var Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep Sabretmiş olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta Allah, inkârcılara "Yeryüzünde kaç sene kaldınız?" diye Onlar, "Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor" Allah, şöyle der "Çok az bir zaman kaldınız. Keşke bunu daha önce bilmiş olsaydınız."115. "Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?"116. Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. O'ndan başka hiç ilâh yoktur. O, şerefli ve yüce Arş'ın Kim, hakkında hiçbir delili olmadığı hâlde Allah ile birlikte başka bir ilâha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır. Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa De ki "Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!" Peygamber Mekke Mevla Inna Dini Gündem Güncel Haberler
TEFSİR Bu âyetler, Resûlullah şeytanların vesvesesinden, günaha tahriklerinden, yanına girmelerinden ve huzurunda bulunmalarından Allah’a sığınmasını emretmektedir. Burada ya şeytanların bizzat Efendimiz vesvese vermeleri veya ayartmış oldukları kimselerin gelip Allah Resûlü rahatsız etmeleri kastedilmiştir. Bu sebeple Efendimiz şeytanların şerrinden Allah’a sığınırdı. Kendisi ismet sıfatına sahip olmakla birlikte, hem mânevî derecesinin yükselmesi, hem de ümmetine örnek olması için böyle yapardı. Hasen Basrî naklettiğine göre“Resûlullah namaza başlarken üç defa لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ Lâ ilâhe illallahÜç defa اَللّٰهُ اَكْبَرُ Allahu ekber ve ardındanاَللّٰهُمَّ اِنّ۪ى اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ينِ مِنْ هَمْزِهَا وَنَفَثِهَا وَنَفْخِهَا وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِAllahumme innî eûzü bike min hemezâtiş şeyâtîn min hemzihâ ve nefesihâ ve nefhihâ ve eûzü bike rabbi en yehdurûnAllahım! Şeytanların vesvese ve kışkırtmasından, tahrik etmesinden, tükürmesinden ve üfürmesinden sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım»…” derdi. Ebû Dâvûd, Salât 121; İbn Mâce, İkame 2Rivayet edilir ki bir kimse kendisini uyku tutmamasından şikayet etti. Bunun üzerine Peygamberimiz ona “Uyumak istediğin zaman şöyle deاَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللّٰهِ التَّامَّاتِ مِنْ غَضَبِه۪ وَعِقَابِه۪ وَمِنْ شَرِّ عِبَادِه۪ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ينِ وَاَنْ يَحْضُرُونِ Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmeti min gadabihî ve ıkâbihî ve min şerri ibâdihî ve min hemezâtiş şeyâtîni ve en yehdurûnAllah’ın gazabından, cezalandırmasından, kullarının şerrinden, şeytanların tahriklerinden ve yanımda bulunmalarından Allah’ın tam kelimelerine sığınırım» buyurdu. Ebû Dâvûd, Tıb 19; Tirmizî, Deavât 94Hadis-i şerifte geçen “Allah’ın tam kelimeleri”inden maksat, peygamberlerine indirdiği kitapları veya izzet ve kudret gibi Allah’ın sıfatlarıdır. Bunlar, eksiklikten beri olup Allah Teâlâ’dan ayrı düşünülemeyeceği için de “tam” olarak inancıyla, ibâdetiyle, duasıyla ölüm gelmeden önce âhiret için gerekli hazırlığını yapmalıdır. Çünkü ecel gelince artık tekrar geri dönüş imkânı kalmayacaktır Kaynak Ömer Çelik Tefsiri
Mü'minun suresinin Türkçe okunuşu nasıldır? Mü'minun suresinin Türkçe meali nasıldır? Mü'minun suresi Kur-an’ın kaçıncı suresidir? Mü’minun suresinin faziletleri nelerdir? İşte tüm detayları ile Mü’minun suresi… Mü'minun suresi Kur'an-ı Kerim'de yer alan surelerden biridir. Kur'an-ı Kerim'de yer alan olan Mü'minun Suresi, birçok kişi tarafından sıklıkla okunmaktadır. Peygamber Efendimiz sav Medine'de iken inen Mü'minun suresinin, diğer ayetleri Mekke'de inmiştir. Hac suresinden sonra ve Nur suresinden önce gelen Mü'minun suresi, iniş sırasına göre yer almaktadır. Türkçe okunuşu ve anlamı oldukça merak edilen sure birçok kişi tarafından sıklıkla araştırılmaktadır. Peki Mü'minun suresinin Türkçe okunuşu nasıldır? Mü'minun suresinin Türkçe meali nasıldır? Mü'minun suresi Kur-an'ın kaçıncı suresidir? Mü'minun suresinin faziletleri nelerdir? İşte tüm detayları ile Mü'minun suresi… Kur'an-ı Kerim Allah'ın kelamı olması sebebiyle her ayeti ve her kelimesi müslüman nezdinde büyük öneme sahiptir. Birçok kişi Kur'an-ı Kerim'i okumanın yanı sıra, Arapça yazan ayetlerin ne anlama geldiğini de merak etmektedirler. Okunuşu ve anlamı insanlar tarafından merak edilen surelerin başında Mü'minun suresi gelmektedir. Adını, müminlerin genel özelliklerinden bahsettiği için buradan almıştır. Surenin 56. Ve Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret ettikten sonra nüzul olmuştur, diğer ayetleri ise Peygamber Efendimiz Mekke'de iken inmiştir. Toplamda 118 ayet içeren sure, yer almaktadır ve içerisinde çeşitli konuları anlatmaktadır. Sure içerisinde anlatılan başlıca konular şöyledir; Müminler ve müminlerin genel özellikleri İnsanın yaratılışı Allah'ın insanlara vermiş olduğu nimetler Peygamberin kavminin nasıl helak olduğu kavmi kavmi İnkar eden kişilerin özellikleri İmana ait genel kaideler Müşrik ve hristiyanların itikadı Mü'minun suresi nedir Diyanet? Toplamda 118 ayetten oluşan Mü'minun suresi, Kur'an-ı Kerim'de 23. sırada yer almaktadır. İniş sırasına göre bulunan Mü'minun suresi, Mekke ve Medine dönemlerinde nazil olmuştur. Mü'minun suresinde genel olarak müminler ve müminlerin genel özellikleri, insanın yaratılışı, Allah'ın insanlara vermiş olduğu nimetler, Peygamberin kavminin nasıl helak olduğu, kavmi, kavmi, inkar eden kişilerin özellikleri, imana ait genel kaideler ve müşrik ile hristiyanların itikadı gibi konular ele alınmıştır. Mü'minun suresinin Türkçe okunuşu Bismillahirrahmanirrahim eflehal mü'minun hüm fı salatihim haşiun hüm anil lağvi mu'ridun hüm liz zekati faılun hüm li fürucihim hafizun ala ezvacihim ev ma meleket eymanühüm fe innehüm ğayru melumın menibteğa verae zalike fe ülaike hümül adun hüm li emanatihim ve ahdihim raun hüm ala salevatihim yühafizun hümül varisun yerisunel firdevs hüm fıha halidun le kad halaknel insane min sülaletim min tıyn cealnahü nutfeten fı kararim mekın halaknen nutfete alekaten fe halaknel alekate mudğaten fe halaknel mudğate ızamen fe kesevnel ızame lahmen sümme enşe'nahü halkan ahar fe tebarakellahü ahsenül halikıyn inneküm ba'de zalike le meyyitun inneküm yevmel kıyameti tüb'asun le kad halakna fevkaküm seb'a taraika ve ma künna anil halkı ğafilın enzelna mines semai maem bi kaderin fe eskennahü fil erdı ve inna ala zehabim bihı le kadirun enşe'na leküm bihı cennatim min nehıyliv ve a'nab leküm fıha fevakihü kesıratüv ve minha te'külun şeceraten tahrucü min turi seynae tembütü bid dühni ve sıbğil lil akilın inne leküm fil en'ami le ıbrah nüskıyküm mimma fı bütuniha ve leküm fıha menafiu kesıratüv ve minha te'külun aleyha ve alel fülki tuhmelun le kad erselna nuhan ila kavmihı fe kale ya kavmı'büdüllahe mal leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun kalel meleüllezıne keferu min kavmihı ma haza illa beşerum mislüküm yürıdü ey yetefeddale aleyküm ve lev şaellahü le enzele melaikeh ma semı'na bi haza fı abainel evvelın hüve illa racülüm bihı cinnetün fe terabbesu bihı hatta hıyn rabbinsurnı bima kezzebun evhayna ileyhi enisnaıl fülke bi a'yünina ve vahyina fe iza cae emruna ve farat tennuru feslük fıha min küllin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlü minhüm ve la tühatıbnı fillezıne zalemu innehüm muğrakun izesteveyte ente ve mem meake alel fülki fe kulil hamdü lillahillezı neccana minel kavmiz zalimın kur rabbi enzilnı münzelem mübarakev ve ente hayrul münzilın fı zalike le ayativ ve in künna le mübtelın enşe'na mim ba'dihim karnen aharın erselna fıhim rasulem minhüm enı'büdüllahe ma leküm min ilahin ğayruh e fe la tettekun kalel meleü min kavmihillezıne keferu ve kezzebu bi likail ahırati ve etrafnahüm fil hayatid dünya ma haza illa beşerum mislüküm ye'külü mimma te'külune minhü ve yeşrabü mimma teşrabun lein eta'tüm beşeram misleküm inneküm izel lehasirun yeıdüküm enneküm iza mittüm ve küntüm türabev ve ızamen enneküm muhracun heyhate lima tuadun hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma nahnü bi meb'usın hüve illa racülüniftera alellahi kezibev ve ma nahnü lehu bi mü'minın rabbinsurnı bima kezzebun amma kalılil le yusbihunne nadimın ehazethümüs sayhatü bil hakkı fe cealnahüm ğussa fe bu'del lil kavmiz zalimın enşe'na mim ba'dihim kurunen aharın tesbiku min ümmetin eceleha ve ma yeste'hırun erselna rusülena tetra küllema cae ümmeter rasulüha kezzebuhü fe etba'na ba'dahüm ba'dav ve cealnahüm ehadıs fe bu'del li kavmil la yü'minun erselna musa ve ehahü harune bi ayatina ve sültanim mübın fir'avne ve meleihı festekberu ve kanu kavmen alın kalu enü'minü li beşerayni mislina ve kavmühüma lena abidun kezzebuhüma fe kanu minel mühlekın le kad ateyna musel kitabe leallehüm yehtedun cealnebne meryeme ve ümmehu ayetev ve aveynahüma ila rabvetin zati karariv ve meıyn eyyüher rusülü külu minet tayyibati va'melu saliha innı bima ta'melune alım inne hazihı ümmetüküm ümmetev vahıdetev ve ene rabbüküm fettekun emrahüm beynehüm zübüra küllü hızbim bima ledeyhim ferihun fı ğamratihim hatta hıyn yahsebune ennema nümiddühüm bihı mim maliv ve benın lehüm fil hayrat bel la yeş'urun hüm min haşyeti rabbihim müşfikun hüm bi ayati rabbihim yü'minun hüm bi rabbihim la yüşrikun yü'tune ma atev ve kulubühüm veciletün ennehüm ila rabbihim raciun yüsariune fil hayrati ve hüm leha sabikun la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve ledeyna kitabüy yentıku bil hakkı ve hüm la yuzlemun kulubühüm fı ğamratim min haza ve lehüm a'malüm min duni zalike hüm leha amilun iza ehazna mütrafıhim bil azabi iza hüm yec'erun tec'erul yevme inneküm minna la tünsarun kanet ayatı tütla aleyküm fe küntüm ala a'kabiküm tenkisun bihı samiran tehcürun fe lem yeddebberul kavle em caehüm ma lem ye'ti abaehümül evvelın lem ya'rifu rasulehüm fe hüm lehu münkirun yekulune bihı cinneh bel caehüm bil hakkı ve ekseruhüm lil hakkı karihun levittebeal hakku ehvaehüm le fesedetis semavatü vel erdu ve men fıhinn bel eteynahüm bi zekrihim fe hüm an zikrihim mu'ridun tes'elühüm harcen fe haracü rabbike hayruv ve hüve hayrur razikıyn inneke le ted'uhüm ila sıratım müstekıym innellezıne la yü'minune bil ahırati anis sıratı lenakibun lev rahımnahüm ve keşefna ma bihim min durril leleccu fı tuğyanihim ya'mehun le kad ehaznahüm bil azabi fe mestekanu li rabbihim ve ma yetedarraun iza fetahna aleyhim baben za azabin şedıdin iza hüm fıhi müblisun hüvellezı enşee lekümüs sem'a vel ebsara vel ef'ideh kalılem ma teşkürun hüvellezı zeraeküm fil erdı ve ileyhi tuhşerun hüvellezı yuhyı ve yümiytü ve lehuhtilafül leyli ven nehar e fe la ta'kılun kalu misle ma kalel evvelun e iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun kad vüıdna nahnü ve abaüna haza min kablü in haza illa esatıyrul evvelın li menil erdu ve men fıha in küntüm ta'lemun lillah kul efela tezekkerun mer rabbüs semavatis seb'ı ve rabbul arşil azıym lillah kul e fe la tettekun mem bi yedihı melekutü külli şey'iv ve hüve yuciru ve la yücaru aleyhi in küntüm ta'lemun lillah kul fe enna tüsharu eteynüham bil hakkı ve innehüm le kazibun miv velediv ve ma kane meahu min ilahin izel le zehebe küllü ilahüm bima haleka ve leala ba'duhüm ala ba'd sübhanellahi amma yasıfun ğaybi veş şehadeti fe teala amma yüşrikun rabbi imma türiyennı ma yuadun fe la tec'alnı fil kavmiz zalimın inna ala en nüriyeke ma neıdühüm lekadirun billetı hiye ahsenüs seyyieh nahnü a'lemü bi ma yasıfun kur rabbi euzü bike min hemezatiş şeyatıyn euzü bike rabbi ey yahdurun iza cae ehadehümül mevtü kale rabbirciun a'melü salihan fıma teraktü kella inneha kelimetün hüve kailüha ve miv veraihim berzehun ila yevmi yüb'asun iza nüfiha fis suri fe la ensabe beynehüm yevmeiziv ve la yetesaelun men sekulet mevazinühu fe ülaike hümül müflihun men haffet mevazınühu fe ülaikellezıne hasiru enfüsehüm fı cehenneme halidun vücuhehümün naru ve hüm fıha kalihun lem tekün ayatı tütla aleyküm fe küntüm biha tükezzibun rabbena ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın ahricna minha fe in udna fe inna zalimun fıha ve la tükellimun kane ferıkum min ıbadı yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın tümuhüm sıhriyyen hatta ensevküm zikrı ve küntüm minhüm tadhakun cezeytühümül yevme bima saberu ennehüm hümül faizun kem lebistüm fil erdı adede sinın lebisna yevmen ev ba'da yevmin fes'elil addın il lebistüm illa kalılel lev enneküm küntüm ta'lemun fe hasibtüm ennema halaknaküm abesev ve enneküm ileyna la türceun teallellahül melikül hakk la ilahe illa hu rabbül arşil kerım mey yed'u meallahi ilahen ahara la bürhane lehu bihı fe innema hısabühu ınde rabbih innehu la yüflihul kafirun kur rabbığfir verham ve ente hayrur rahımın Mü'minun suresinin meali nedir Diyanet? Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. ki, namazlarında derin saygı içindedirler. ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. ki, zekatı öderler. ki, ırzlarını korurlar. eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. ki, namazlarını kılmağa devam ederler. bunlar varis olanların ta kendileridir. Firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır. biz insanı, çamurdan süzülmüş bir özden yarattık. onu az bir su meni halinde sağlam bir karargaha ana rahmine yerleştirdik. bu az suyu "alaka" haline getirdik. Alakayı da "mudga" 2yaptık. Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir! ey insanlar siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz. yine muhakkak siz, kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz. biz sizin üzerinizde yedi yol Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. gökten belli bir ölçüde su indirdik de faydalanmanız için onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz yeter. sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bu bağ ve bahçelerde sizin için pek çok meyveler vardır ve siz onlardan yiyorsunuz. o su ile Sîna dağında biten bir ağaç zeytin ağacı yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir. sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de. üzerinde ve gemilerde taşınırsınız. biz, Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur. Allah'a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?" dedi. üzerine kendi kavminden inkar eden ileri gelenler şöyle dediler "Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık." 25."Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz." 26.Nûh, "Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!" dedi. üzerine Nûh'a, "Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap" diye vahyettik. "Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, sular coşup taştığında Nûh'a dedik ki "Her cins canlıdan erkekli dişili birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır." ve beraberindeki kimseler gemiye bindiğiniz zaman "Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah'a hamd olsun" de. de ki "Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın." bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten kullarımızı imtihan ederiz. onların Nûh kavminin ardından başka bir nesil yarattık. kendilerinden, "Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka hiçbir ilahınız yoktur, hâlâ O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" diye öğüt veren bir peygamber gönderdik. peygamberin kavminden, Allah'ı inkar eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler "O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor." 34."Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız." 35."O, öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka diriltilip çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?" 36."Halbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!" 37."Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz." 38."Bu, Allah'a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız." peygamber, "Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!" dedi. "Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!" dedi. onları o korkunç ses kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör-çöp yığını haline getirdik. Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun! bunların arkalarından başka nesiller yarattık. ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez de. arka arkaya peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete kendi peygamberi geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helak ettik ve onları birer ibretli hikaye yaptık. Artık inanmayan bir kavim Allah'ın rahmetinden uzak olsun! 45, Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de onlar büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular. yüzden, "Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız" dediler. ikisini de yalanladılar, bu yüzden de helak edilenlerden oldular. hidayete ersinler diye Mûsâ'ya Kitabı Tevrat'ı verdik. oğlu İsa'yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik. peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim. bu İslâm tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının. 53.İnsanlar ise, din işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir. Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak! 55, bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır onlar farkına varmıyorlar! azametinden korkup titreyenler, âyetlerine inananlar, ortak koşmayanlar, dönecekleri için verdiklerini kalpleri ürpererek verenler, bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler. hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar. kafirlerin kalbleri bu Kur'an'a karşı bir gaflet içindedir. Onların bundan başka yapageldikleri birtakım kötü işleri de vardır. refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar feryat edip durmayın bugün. Zira bizden yardım görmeyeceksiniz. 66, âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner geceleyin toplanıp hezeyanlar savururdunuz. bu sözü Kur'an'ı hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? da onlar henüz kendi peygamberlerini tanımadılar da o yüzden mi onu inkar ediyorlar? "O cinnet getirmiş" mi diyorlar? Hayır o, onlara hakkı getirdi. Halbuki onların pek çoğu haktan hoşlanmamaktadırlar. hak onların arzularına uysaydı gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini Kur'an'ı getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz çeviriyorlar. Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun da inanmıyorlar? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar. onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı. biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve ona yalvarıp yakarmadılar. onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz! sizi yeryüzünde yaratıp türetendir. Sadece O'nun huzurunda toplanacaksınız. diriltendir, öldürendir. Gece ile gündüzün birbirini takib etmesi de O'na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? onlar, öncekilerin söyledikleri sözler gibi sözler ettiler. ki "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?" biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir. ki "Eğer biliyorsanız söyleyin Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?" de. ki "Yedi kat göklerin Rabbi, büyük Arş'ın Rabbi kimdir?" 87.."Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise ona karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" de. ki "Eğer biliyorsanız söyleyin Her şeyin hükümranlığı elinde olan, kendisi koruyan, kendisine karşı korunulamaz olan kimdir?" 89."Allah'ındır" diyecekler. "Öyle ise nasıl aldanıyorsunuz?" de. biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar. 91, hiçbir çocuk edinmemiştir. Onunla birlikte başka hiçbir ilah yoktur. Öyle olsaydı her ilah kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı. Gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah, onların yakıştırdığı nitelemelerden uzaktır. Onların koştukları ortaklardan çok yücedir. 93, ki "Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma." onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz yeter. en güzel olan şeyle uzaklaştır. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri daha iyi biliriz. ki "Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım." 98."Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım." 99, onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar devam edecek, dönmelerine engel bir perde berzah vardır. üfürüldüğü zaman, işte o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır. kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedi kalacaklardır. yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar. "Âyetlerim size okunuyordu da siz onları yalanlıyordunuz, değil mi?" der. da şöyle derler "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk." 107."Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer tekrar günaha dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz." "Aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın!" der. "Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" diyen bir grup var idi. ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz. olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükafatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir. inkarcılara "Yeryüzünde kaç sene kaldınız?" diye sorar. "Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor" derler. şöyle der "Çok az bir zaman kaldınız. Keşke bunu daha önce bilmiş olsaydınız." 115."Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" hükümdar olan Allah yücedir. Ondan başka hiç ilah yoktur. O şerefli ve yüce arşın Rabbidir. hakkında hiçbir delili olmadığı halde Allah ile birlikte başka bir ilaha taparsa, onun hesabı ancak Rabbi katındadır. Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa eremezler. ki "Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!” Kur'an-ı Kerim'de kaç ayet vardır? Neredeyse 1400 yıl önce Allah'ın Cebrail as vasıtasıyla gönderdiği Kur'an-ı Kerim tüm müslümanlar tarafından yüzyıllardır rehber edinilen en önemli kaynaktır. Kur'an-ı Kerim'in içeriği kadar, surelerin isimleri, sayısı ve ayet sayısı gibi özellikleri de birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Peki Kur'an-ı Kerim'de kaç ayet var? Kur'an-ı Kerim'deki sure sayısı nedir ve isimleri nelerdir? İslam dininin ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, sav 40 yaşındayken Mekke'de inmeye başlamıştır. Cebrail peygamber Nur dağının Hira mağarasında ayetleri ilk ayetleri ezberletmiştir. İlk olarak Alak suresinin ilk 5 ayetinin inmesiyle başlayan Kur'an-ı Kerim'in ilk ayeti de İkra yani Oku'dur. Yüzyıllardır tüm müslümanların hayatlarının her anını dizayn etmek için kullandıkları bu yegane kaynak, hiç tahrif olmadan günümüze kadar ulaşmıştır. sav'in peygamber olmasıyla 610 yılında inmeye başlayan ve 13 yıl Mekke'de 10 yıl da Medine'de inen Kur'an ayetleri 23 yılın sonunda tamamlanmıştır. Ramazan ayının Kadir gecesinde inmeye başlayan Kur'an ayetleri, sahabeler tarafından ezberlenerek daha sonra dört halife döneminde kitaplaştırılarak çoğaltılmıştır. 23 yılda inen Kur'an-ı Kerim'de toplamda 114 sure vardır. Bu surelerin tamamında 6236 ayet vardır. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı şöyle açıklamada bulunmuştur Bilindiği gibi âyet, Kur'an cümlelerine verilen isimdir. Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamberden günümüze hiçbir değişikliğe uğramadan gelmiştir. Ancak Kur'an-ı Kerim üzerinde noktalama çalışmaları yapılırken âyetlerin bölünüp numaralandırılmasında bazı küçük farklılıklar olmuş; söz gelimi, bazı âlimlerin müstakil âyet olarak belirlediği bir ibare bazı âlimlerce iki âyet olarak düşünülmüş; böylece âyetlerin numaralandırılması konusunda küçük farklılıklar ortaya çıkmıştır. Her ne kadar halk arasında Kur'an'daki ayet sayısının 6666 olduğu yönünde yaygın bir söylem varsa da doğrusu bu rakamın 6236 olduğudur. Ayet nedir? Arapça'da delil, alamet anlamına gelen ayet kelimesi, Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'deki her bir harf, kelime veya cümleye verilen addır. Kur'an-ı Kerim'de 114 sure içinde 6236 ayet olduğu bilinir. Kur'an-ı Kerim'deki surelerin isimleri 1- Fatiha 2- Bakara 3- Ali- İmran 4- Nisa 5- Mâide 6- En'am 7- A'raf 8- Enfal 9- Tevbe 10- Yunus 11- Hûd 12- Yusuf 13-Rad 14- İbrahim 15- Hicr 16- Nahl 17- İsra 18- Kehf 19- Meryem 20- Ta-Ha 21- Enbiya 22- Hac 23-Müminun 24- Nur 25- Furkan 26- Şuara 27- Neml 28- Kasas 29- Ankebut 30- Rum 31- Lokman 32- Secde 33- Ahzab 34- Sebe 35- Fâtır 36- Ya-Sin 37- Saffat 38-Sad 39-Zümer 40- Mümin 41-Fussilet 42- Şura 43-Zuhruf 44- Duhan 45-Casiye 46-Ahkaf 47-Muhammed 48-Fetih 49-Hucurat 50-Kaf 51-Zariyat 52-Tur 53-Necm 54-Kamer 55-Rahman 56-Vakıa 57-Hadid 58-Mücadile 59- Haşr 60- Mümtehine 61- Saf 62- Cuma 63- Münafikun 64- Tegabun. 65- Talak 66- Tahrim 67- Mülk 68- Kalem 69- Hakka 70- Mearic 71 Nuh 72 Cin 73 Müzemmil 74 Müdessir 75 Kıyamet 76- İnsan 77- Mürselat 78- Nebe 79- Naziat 80 Abese 81- Tekvir 82- İnfitar 83- Mutafffifin 84- İnşikak 85- Buruc 86- Tarık 87- Ala 88- Gaşiye 89 Fecir 90 Beled 91- Şems 92- Leyl 93- Duha 94- İnşirah 95- Tin 96- Alak 97- Kadir 98- Beyyine 99- Zilzal 100- Adiyat 101- Karia 102- Tekasür 103- Asr 104- Hümeze 105- Fil 106- Kureyş 107- Maun 108- Kevser 109- Kafirun 110- Nasr 111- Mesed 112- İhlas 113- Felak 114- Nas .
mü minun 97 98 okunuşu